23
Yorum
44
Beğeni
0,0
Puan
3724
Okunma

‘’Taşınıyorum çeyrek asırlık kalbinden’’
Varolduğum kadar değil varlığımı hissettiğin kadar varım şimdi
Yok sayıyorsan sendeki beni ve anlık zamandan siliyorsan
Silik bir fırça izinde resmet geleceği geçmişten sorgulu
Yarım asrın soluğu kesilirken göbek bağımdan
Kurguların darağacında sallanır saklı çığlıklarım
Ki kabullenemem ömrü köle kıldığım yarınlara hüküm giymişliği
Zamandan çalınmış bu sessizliği kaldıramıyorum…
Hakkı hakka izah edememdendir mahcubiyetim
Suskularıma saklıyorum reva eziyeti…
Yumuk ellerimin gözü kör artık dokunamayacak tenine
Takatsiz ayaklarımın feri yok , uğramayacak mabedine
Bir ruhun tınısı çınlarken kulaklarında
Umudu benli taşıyamayacaksın yarınlarına
‘’Acılarda gülümseyebilirdi ellerinden tutup başını sıvazlayanı olsaydı eğer kadınım’’
Ama sen yinede bilmediklerini anlat bana,
bildiklerini sus ,sus kadınım
Sendeki küçücük mutluluklar,
kalbimdeki en büyük yere sahiptir bilirsin
Solgun yüzümde biçarelik
Firari çığlıkların ardından suskularına,
kirli beyaz bir mendil sallıyorum şimdi
Hasret kadar vuslatta haktıya ,yaşamak kadar, ölmek kadar hak
sabrın sınırlarında yuva kurdu acılar
Ağlarken gülebilmeyi beceren bir yürek
Hala masumiyetini kaybetmemiş bir bebektir kadınım
derdinya
Hey(e)/CANımsın
Derdimya hani
ölürüm uğruna
Ölüm bana suskularında mutlu sondur kadınım
Kuşluk vakti dualarına muhtaçken
Beddualarına mazhar olmayı kabullenemem artık…
’Gelde şafakta süpür eşiğimden acılarımı
derle topla dağıttığın yanlarımı...’’
‘’ buğulu gözlerimde ÖZLEM tanesisin sıkı tutun düşme kirpiklerimden’’
Can Cezayir AYDEMİR