16
Yorum
31
Beğeni
0,0
Puan
4304
Okunma

Elbet küllenecek elbet bu ateşin harı
yanık gül kokusuydu teninde aşk
cıgaramdan çektiğim nefes kadar ziyanlı
göğsümü daraltan öksürük kadar zararlı
bir devrin devrimine soyunurken
olağan sebepler giyindirip sözlerime
suskularımı asıyorum
yarım soluklu nefesime
Gecenin sessizliğinden dinliyorum sesini
kaçma telaşındayken mutluluklar
birkaç ısırık birkaç damla kan bulaştırıyorum
acıya hüzne doymuş mahcup dudaklarıma
sessizlik olurken sensizliğin adı
Oysa yas/aklamıştım seni kalbime,gece gibi
k/ara bir ölümdü ağırladığım
ruhumu bedenimden ayıramıyorum
düşlerim ağır geleli rüyalarıma
K/aleme küs şiirler gibiyim yarım yamalak ,bölük pörçük
vakitsizliğim yitimliğim ve yetimliğim
fukara bir yanlızlıktan kaçma telaşı tökezlemeler
yarım yamalak bir geleceğe umutsuz bakış
acılar büyütüyorum hallice bir sevdaya ağır aksak
Simamda tebessüm ettikçe derinleşen izler var ,hatıratı eski
gelecek diye beklediklerim mesela,
gelmişine geçmişine dediklerim
ve beklemekten vazgeçtiklerim
kim bilir kaç mevsim eskittim
kaç mevsime sığdırdım baharsız ömrü
giderken musalla taşına ön sözsüz bir kitabın altı çizilmiş satırlarını bırakacağım
buruk hüzünlere çaldığım kalemimi
anonim birkaç name memleket türküsü belkide
bölük pörcük birkaç şiir
bir çiğ damlası gibi düşerken gözlerimden umut.
‘’Ruhumun derinliklerinde öksüz bir çocuk büyür adını bile koyamadığım’’
Can Cezayir AYDEMİR