konuşacak kelimeler ahrazlaşırken
dudaklarımın idam sehpasın da
en güzel şey ipini çekmek bu sevdanın
neden ve niçinler, hiç bilememek
ömrümü var yok törpüleyen sızı…
varlığının yokluğunda
aralamak gözlerimi doğmayan
sensiz ve nice sensiz olacak sabahlara
içime çektiğim her nefesle nakış, nakış
nakkaş ustalığında yüreğimin duvarlarına
işlemek seni
kirpiklerim yaşla çalarken türkümüzün notalarını
bilememek
senli sensizliğin tadını
bilirsin
toprak yağmuru bekler
yâre kokusunu salmak için
kuruyan bağrına bereket olur yağar ılık, ılık
işte bende çatlayan yüreğime bereket ol yağ diye
seni öyle bekledim
can kaybından ölen ruhuma
boğazımda ilmik atarken ihanetin düğümü
yalanların dehlizlerine yitiriyorum ruhumu
en acısı gözlerin şahit olurken acılarıma
elin ey yar başka elleri sarmalar hala...
bilmiyorsun
şiirlerini dinleyerek sabahlardım
eskidendi o yar eskiden…
damarlarım da dolaşan alevi
nasıl acıya dönüştürebildiysen
ben de her gece
başım ellerimin arasında
döktüğüm her damla gözyaşıma
ahlar yükledim gönderdim yüce ALLAH’a
dualar ettim başkasına ait olan yüreğini
söküp alması için benden
ben benle yanarken harda
hak etmediğin gelir her içimin sızısında
söndür Yarab Muhammed aşkına
bu sevdanın ateşini diye yalvarırım
her ezan okunduğunda

ASİ RÜZGÂRIM

şiirime ses olan duygu katan SEVDALİNKO kardeşime sonsuz teşekkürler