0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
849
Okunma
Yaprakların solup yere düştüğü bir gecede
Yine sana sesleneceğim
Hiç görmediğim bir çiçeği sever gibi seni seveceğim
Topraktan sana söz edeceğim
Bu hayattan birşeyden vazgeçmemi isteseydiler
Vazgeçemiyeceğim tek sen kalırdın içimde
Senden sözedeceğim
Hiç görmediğim senden
Hiç sesini duymadığım, kokuna sarılamadığım senden
Bir yandan sana seni anlatacağım
Bir yandan kendimde seni yaşıyacağım
Ben seni yaşarken seni anlatacağım
Mavi bir ölüm yolculuğunda
Sen kürekleri yağlı urganları batırırken denize
Ben gökyüzüne seni anlatacağım
Sana ellerimle dokunarak
Gözlerimle gözlerinin içine bakarak
Martıların denizi nasıl sevdiğini anlatmak isterdim
Ama senin yanımda olmadığın kesindi
Ve tanıktı bu yokluğuna
İçimde solan yapraklar
Ve bir kadının yokluğu ölüm demedi kimse bana
Ben ölümü yelkenleri batırılmış gemilerde tanıdım
Ve sana seslenmek istedim
Soğuk gecelerin içimi yağmalayıp
Kan pıhtısı parmak uçlarımdan
Ayak bileklerimi yağmalarken
Hiç görmediğim bir çiçeği sever gibi seni sevdiğimi
Bir gün bende giderim
Hoşçakal diyeceğim kimsem olmasa bile
Seni seviyorum diyerek
Cehennemin cennetinde olduğunu düşünerek
Ve yine yeniden bir müebbet aşk uğrunda
Küstahça geceleri kurşunlayarak gideceğim
Belki yine bir gün gelirim
Yine sana seslenirim
Gözlerinin içinde duruyormu hala benliğim
Sana kendimi bıraktığım gibi baktınmı bana
Artık yalnızlığıma sığamıyorum
Sarı renkli uçurtma iplerinin tellere dolandığı gibi
Soğuk bankların üzerine yüreğimle sarılıyorum
Umudlarım geride kalıyor
Ben gidiyorum
Mavi bir ölüm yolculuğunda
Sen kürekleri yağlı urganları batırırken denize
Ölüm koğuşu karanlık bir kabin içinde
Gözlerinin içine kendi cesedimi yatırarak
Ben gidiyorum.
İbrahim DALKILIÇ
12/02/2014
03:30
5.0
100% (2)