5
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1424
Okunma
Sen bir ömürdün kum
tuzlu su döktüm yarama sırf senin adının (a) harfiyle bitsin diye geceler
korteksimin hafızası yanarken alnımda karanliğın düşü düştü ama ölmedim
uzun gölgeler geçti sokağın ucunda ateşin sesine şiirler yaktım sonra
aklımı yedirdim kedilere orada sen bir su içimi kalbi mord gül ve beyaz ayaz
adımı anımsa diye kırk iki cümle bir Thera ve ruhundan sökülmüş cam ayna
dur bakma kanın hafızası yüzümde parçalanmış kış masalı
Haydi bana ordan selam gönder muskama kum dolsun akşamları
ben pencerene 12 kuş salayım sen yine gülümse ay vakti
küçük bir çocuğu öp benim yerime ama sakla adımı uyurken
unutma her cümle eski bir dokunuştur izafi ölümlere
o yüzdendir saçların uzar ben seni özlerken...
Akrostiş bir intihardır şimdi seni anımsamak
Hiç bir masla sığmaz yüzünün hafızası
ki orada dünya döngüsü bir çöl kadar naif
ve cehennem kadar kutsal
avuçlarındaki çizgiler
Beni sorma yedi kez yıkandım külle buz kesti şafaklarda
uykuma sıçrayan örümceklerle her sabah uyanan
Hani ayak seslerinden giden o nefti masal
kimsesiz uyak her tümceye
iki yarım
bölünmüş amip her ölümlüye
ömrümde en güzel günahın
kırmızı mor eflatun
titreyen mum
zenci bir rahibenin göz yaşları kadar masum
Adın Elif olsaydı soy kırım taşına yazılırdım her gün döngüsünde
orada ağzının kıyısı tanrıca yontusu
Sen geçerdin mutlak bir gökyüzü sesinde
okunmuştur turap
sana yazılmıştır mutlak her şiir
mutlak ben olurdum bileklerinde her intihar sonrası...
Unutma beni sen öldüreceksin
üçe kadar sayıp bir akşam üstü
ve mutlak şubat/ günlerden salı
Korkma helaldir hakkım gözlerine
...
CC_
5.0
100% (15)