grilik içinde bekliyor insanlar kuşları görüyorlar gökyüzünde yükseldikçe belirsizleşen kanatlarıyla dönüp bakıyorlar sonra yükseldikçe sürüngenleşen kişilere ne duruma getiriyor parayla, onursuz ağırlaşmak kanunları bile kendilerine yaparak yok sayarak mavi gökyüzünü yedi renk katmanını hayatın
bir nokta insan soruyor diğerine ne zamandoğacak umut şu simsiyahbulutların arkasından nasıl ayıracağız bir parça maviyi olanca grilik arasından, ne zaman bizim de bir avuç gökyüzümüz olacak şu sıkıntılı yürüdüğümüz dünyada suyu bulacak mı ayaklarımız deniz kuşları gibi
nasıl özlemle bekleşiyorlar çocukça temizleyelim karanlığın dikenlerini rahat adım atalım yarına, tutup denize fırlatalım üstümüze atılan taşları maviyi bulalım kanatlarında martıların suyu damlayalım
dönüp baktığımızda arkamıza soralım biz mi yaşadık bu karanlık zamanları kimindi elimizle dokunamadığımız ay nasıl tapuladılar maviyi!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
bu güzel sayfayı gecenin geç anında yorumsuz okudum bir daha aynı okuyuşumda anlamı çoğaldı sanki aydınlık içinde güzel bir dünya ellerimizde belki neden olmasın derken sağlıcakla
mavinin özgürlüğü yansıttığı bir dünyada, onun kadar temiz ve berrak bir mavi umut istiyorum... Geceden sonra gelen gündüzün açıklığı kadar, esaretten sonra gelen özgürlüğü istiyorum.
nasıl özlemle bekleşiyorlar çocukça temizleyelim karanlığın dikenlerini rahat adım atalım yarına, tutup denize fırlatalım üstümüze atılan taşları maviyi bulalım kanatlarında martıların suyu damlayalım
Hadi yapalım:)) Ne zaman...
Hayal denizlerin tükenmesin canım benim.. Ben umudumu kaybettim artık. O yüzden yazıp çizmeye bile hevesim kalmadı. Sevgilerimle.
grilik içinde bekliyor insanlar kuşları görüyorlar gökyüzünde yükseldikçe belirsizleşen kanatlarıyla dönüp bakıyorlar sonra yükseldikçe sürüngenleşen kişilere ne duruma getiriyor parayla, onursuz ağırlaşmak kanunları bile kendilerine yaparak yok sayarak mavi gökyüzünü yedi renk katmanını hayatın
bir nokta insan soruyor diğerine ne zaman doğacak umut şu simsiyah bulutların arkasından nasıl ayıracağız bir parça maviyi olanca grilik arasından, ne zaman bizim de bir avuç gökyüzümüz olacak şu sıkıntılı yürüdüğümüz dünyada suyu bulacak mı ayaklarımız deniz kuşları gibi
nasıl özlemle bekleşiyorlar çocukça temizleyelim karanlığın dikenlerini rahat adım atalım yarına, tutup denize fırlatalım üstümüze atılan taşları maviyi bulalım kanatlarında martıların suyu damlayalım
dönüp baktığımızda arkamıza soralım biz mi yaşadık bu karanlık zamanları kimindi elimizle dokunamadığımız ay nasıl tapuladılar maviyi!
6. 2. 2014 / Nazik Gülünay ___________________________________________
Zaman, zaman, ufkumuzu sarsa da bu kirli grilikler, insanın en acil görevidir bir an önce onlardan kurtulmak. Bu temizliği her durumda yapmak zorundadır, her toplumun insanı korkmadan, yılmadan, deli danalar gibi ortalarda bağırıp suçluluğunu, hırsızlığını, gizlemek isteyen sahtekar din bezirganı kabadayılardan. Faşizmi ve sömürüyü, bölüp parçalamayı, ille de irticayı hakim kılmak isteyenler, elbette hak - hukuk, kanun nizam tanımazlar. Hele de suç üstü yakalananlar, işlerinin bittiğini anlayanlar, kaçacak yol ve yolakları kalmayanlar; çok iyi bilinmeli ki can havliyle saldırırlar. Onlar ki züccaciye dükkanındaki çıldırmış, ne yaptığını bilmeyen fillere benzerler. Maalesef verecekleri zarar ve ziyan, cüsseleri kadar büyüktür. Önemli olan onu züccaciye dükkanına sokmamak. İşte insan toplumsal ferasetini bu noktada gösterecektir. Akıl böyle durumlarda işe yarasın diye verildi insana. Akıllı toplumlar, toplum cellatlarını iyi tanırlar. Vakti zamanında tedbirlerini alır, toplum cellatlarının kurbanı olmazlar. Akıllı toplum insanları, kara bulutların, rahmet olan yağmurlar yerine bazen korkunç fırtınaları da getirdiğini düşünür, taşkın ve seylaplara maruz kalmadan tedbirlerini alırlar. Pek çok fırtınalı kara bulutları savıp, turkuaz maviliklere kavuşan toplumların sayıları az değildir. Bizim de toplum olarak, üzerimize kara çadırlar gibi gerilmek istenen kara bulutları pek çok zaman kovduğumuz bilinir.
Yine çok güzel yazmış yetkin kalem, önemli mesajlar vermiş cesur bilinç. Esenlik ve mutluluk dileklerimle kutlayıp selamlıyorum değerli dost şairim Nazik Gülünay sizi. Kemal Polat
bir nokta insan soruyor diğerine ne zaman doğacak umut şu simsiyah bulutların arkasından nasıl ayıracağız bir parça maviyi olanca grilik arasından, ne zaman bizim de bir avuç gökyüzümüz olacak şu sıkıntılı yürüdüğümüz dünyada suyu bulacak mı ayaklarımız deniz kuşları gibi
nasıl özlemle bekleşiyorlar çocukça temizleyelim karanlığın dikenlerini rahat adım atalım yarına, tutup denize fırlatalım üstümüze atılan taşları maviyi bulalım kanatlarında martıların suyu damlayalım
dönüp baktığımızda arkamıza soralım biz mi yaşadık bu karanlık zamanları kimindi elimizle dokunamadığımız ay nasıl tapuladılar maviyi!
6. 2. 2014 / Nazik Gülünay
Kutluyorum hocam okunası şiirdi Beğeni ile okudum Usta kalemi engin yüreği;Alkışlıyorum Kalemin daim yolun açık ilhamın bol olsun ____________________________________________Saygılar
Hanımefendi resim çok ilginç, şiir çok sıkıntılı. Kuşlar kararmış gökyüzüne nazarak ne kadar beyaz. Şiirde neden yok bir avuç mavi ? Katedrallerin kuleleri ne kadar da uzamış yaracak gibi semayı. Şiir neden karamsar ? Kuru da olsa henüz yaşayan bir ağaç var resimde. Şiirde suyu bulan kuşlar ne yapmışlar ? İçmişler mi kana kana sadece yüzmüşler mi üzerinde ? Uzaktan direği görünmüyor mu cankurtaran teknesinin ? Vay ki vay ! Tebrik eder saygılar sunarım.
bir nokta insan soruyor diğerine ne zaman doğacak umut şu simsiyah bulutların arkasından nasıl ayıracağız bir parça maviyi olanca grilik arasından, ne zaman bizim de bir avuç gökyüzümüz olacak şu sıkıntılı yürüdüğümüz dünyada suyu bulacak mı ayaklarımız deniz kuşları gibi
yine güzel bir serbest şiirinizi beğeni ile okudum.Yazdıran yüreği güzel yazan değerli kaleminizi kutluyorum.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.