12
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
2625
Okunma

billur ayaklı, kristal kulelerde hapsolan
dünlerin üzerinden geçen zaman bakıyordu son notadan
ve durdu o an!
sonra
işledi anılar en içli haliyle yüreğime
...
-bir martının çığlığında yırtıldı mektubun son sayfası...
kelimelerin üzerine basamayan ayaklarla
kalakaldım yolun tam ortasında
...
enkazı yutan yıkıntılar
sonra da o enkaza sığmayan kederler
yolların kaderine ortak düşler
başını kaldırmalıydın!
kaldırmalıydın bakışlarını
gözlerimin ta içine bakmalıydın
vurulmalıydım ayaklarının tam ucunda
gülüşlerimden kaçıyor, tebessümlerimden atlıyorsun
ve
bu paragrafta yokum!
veya boşaltmışsın çoktan satır aralarını.
her sözcüğe kapalıydı zihnin.
geçmişimizdi
bu boşaltılmışlığın içini doldurmaya çalışan
sanrılı bir kucaklayıştı kendimde gördüğüm
alçalıyor heceler
tıpkı bir basamağın düz ayağa dönüşen merdivenleri gibi
alçalıyorlar
ve ben sürüyordum
dört nala
geçmişin üzerinden geleceğe, gecikmişliğimi.
dağılmış bir başıbozukluk kalemin yazdığı
senin okumadığın
dudağımdan firar etmiş
kaçmaya çalışan sayamadığım kadar çok cümle
yakarışları bağışladım çoktan.
Onlar kendilerini akladılar
dokunaklı melodramın içinden çıkmaya çalışan
kulağımdaki müziğin notaları
gittiğin yerde asılı kaldı.
ıssız mabedin duvarlarında kaybolurken solgun ışıklar
eski taş plaktan dökülen şarkıda soluyor gölgen
dökülüyorsun gözlerimin ucundan
uzaklara...
BenSenO’ya sonsuz teşekkürlerimle...
maide özgüç
5.0
100% (30)