2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1872
Okunma

mavi kokan sahiline dokundu ellerim
zamanın gözlerimde boğulduğu bir andı
güneş, denize yatırmışken alevden saçlarını
uzak limanlara yorgun gemiler akardı
martıların kanatlarından görmüşlüğüm vardı
denizleri tutan bir kolu
bir kolu yedi tepesini kucaklayan İstanbulu
gözlerinden dolar avuçlarıma
binyılın mirasından damıtılmış şarkısı
kuşatır beni ne yana baksam
o görkemli devin tarifi imkansız hatırası
ezelden gelip adımları ebede giderken yolu
görmeye değer, tunçtan zırhını kuşanırken İstanbulu
eflatun göğünden nurlar yerine ölü yıldızlar yağar
sulara karışmış taşlar gibi yokuşlarından
bilinmezliğe yuvarlanır umutlar
akdeniz köpüğü güzel uyup çağrısına yağmurun
dokunsun diye bir kez daha koşardı kıyısına istanbulun
ben çözemem sırrını senin İstanbul
seni ancak evliyalar anlar
ancak evliyalar bilir uyanmayası yattığın uykularını
var git zahit zeytin tanesini başka yerde ye
düş yollara
yüreğini kavuran aşkı başka kentlerde ara
gece yarısı ciğerlerini söken benim
benim doğrayan seni dilim dilim
güvercin bakışlı çocuklar büyütürüm sokaklarında senin
suçluyum, orası kesin
hem tanrı katında hem gönlünde kulun
beklerim hükmünü İstanbulun
Bülent KARAKAYA
0cak 2014
5.0
100% (8)