10
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
1886
Okunma

Dilimden düşeni evirip çevirip
gönül kapına koyma
yüreğimi de dinle gücün yeterse
her telden çalıyorum duyacak kulağı olana
biraz hüzzam
biraz nihavent
biraz alaturka
kimi gönülde sadece caz
kimisinde de ağustos böceği gibi vız, vız...
Halbuki dağ başlarında tünerim en çok
ağaçların en ince dallarındayım
viranelerde gezerim geceleri elimde kazma
dertli gönülleri kazırım hazine gibi
dinlerim yüreğimi sererek sofraya
al kopar parça parça
neresi iyi gelecekse derdine
kalkıp gitmeyecek kadar merdim
canım yansa da vah dersem namerdim.
Dostluk imbiğinden süzerim kalbi
ben, demeyecek kadar yüksek
biz, demeyecek kadar kuytudayım
gözlerim baktığının ötesinde görür
her retinama düşen ters yüz olur
düz durur mu eğri yürek
al istersen dik başına bir direk
dalgalan dur kendini dilden dile överek
Ölümsüz Tanrı Poseidon
görse denizlerinde yıkananları
yıkandıkça çamurlaşan yürekleri
dalgalanır da çarpardı sahillere
defolun gidin derdi
ben ölümsüz de değilken
neden saklarım hala sıfırdan yükselttiğim omuzları
el değmemiş yüreğimi
kıtır kıtır doğrarda
köpeklere atarım
bu gönlü saçma sapan yüreklere katarım.
Kalk yerinden Ares
bir savaş başlatalım
bizi kirleten her ben diyene
miğferini tak başıma görünmez olalım
bırakalım yesinler bir birini
biz içimize saklanalım.
Ayvazım DENİZ
5.0
100% (18)