5
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1223
Okunma

Zaman zaman seni düşünüyorum
eski benin eskisinde
ve şimdi bir yanım kararlı
diğer yanım yüksek ökçeli yalnızlık
aynaya bakıyorum
şüpheyle kıvranan ayna
yüzümün yarısı koğuş
yüküm yüreğimde...
içerde kalan çocuk,
dışarda ağıtlar,
bilinmeyen yas,
pişmanlık ve boğazı yakan korku,
büyümediğim her saniyenin zararları...
öğüt edilen şeyleri yiyordum öğün
değişmeye çabalıyordum
sonra nedensiz kilitlere seçiliyordum
açmak istesem kuraklığa rast geliyordu
kaçıyordum ama aynıydım
öğüt edilen şeyleri yiyordum öğün öğün
yukarıdaki perdelere gizleniyordum
önyargıcalar mahallesinde yaşıyordum...
dayanılmaz
geri çekiliş
umutsuzluk
açlık ve tokluğun ortası
bölünmüş ışıkta kaybolan belirlilik
bir ısırıkta rüyadayım
uykudaki olanlardan aldatıcı
derin kayıp sularda uyanırım
can havliyle sarılırım can simidine
içimde bölünmüş parçalar
asla birleştirilmez hep ayrılar
dışarda akar üstüme balmumundan
sıcaktır sonra donar...
bana benzemez;
içim ayılmıyor
diş aralarında saklanan sırlar bunlar
tadı zehir tadı işkence
yutsam ölürüm ,
konuşsam ...HİÇE sayılırım...
o zaman zamansız zaman/sızım ...
büyüyü bozdu artık inanamıyorum
yağmur kokusu
arsız birşeyler
isteyen hırsızca ve delice
gülümsemenin işkenceye döndüğü
ağlamanın tatmin etmediği
yanmak yakılarak
yaşamak ..? TÜTÜN KADAR SARAR ACIMTIRAK...
5.0
100% (11)