0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2189
Okunma
birikiyormu sevda dedigin
yoksa erteleniyormu baska zamanlara
seziliyormu onceden
yoksa surprizlerimi seviyor bu ruh hali..
ne kadar canımı yakmalısın?
yada ne kadar içime cekmeliyim seni
derin bir iç cekip
ne kadar icimde tutmalıyım seni...
ne kadar ömrü kalır bir aşkın
dizlerinin üzerine dustukten sonra
hangi muayeneden sonra anlar doktor?
ve hangi doktor saygı duyar
acı ceken bir askın ötenazi hakkına...
referandumamı gitmeli
yoksa artık insan kendi basınamı almalı bazı kararları
kendini attıgın yerin kamuya ait olması
ettiğin intihardan kamunun sorumlu olmasınımı gerektirir?
yoksa kamunun cokta umrunda değilmidir
senin oraya cıkma nedenin...
bunun bir durdurma düğmesi olmalı...
incecik kagıtlara yazılan intihar notları
makdülün sonkez elini uzatmasıdır hayata
ama genelde ya uzatılan o kadar yakın değildir
yada kendini attıgın yer yazılana yakın değildir..
nerden bakarsan bak
her ikili aşk intiharında bile
en cok sevdigni öldürmüyormu insan..?
kişiselleştirilen bir dunyada
baska bir iklimi özlerken
senin, benim olman kadar yakındım
kamuya mal edilebilecek bir intihar girişimine...
oysa ne ben o kadar cesurdum
nede sen o kadar caresiz
biz olmayı bıraktıgmızdan beri
iki yarım katolik gibiyiz
tabulardan kurtulamamıs
icimizdeki gunahların sehvetinden
birer birer duyumsadıklarımızı idam etmiş...
uzun zamandır tellerine dokunulmamıs bir gitarın
akort edilirken cıkardıgı seslere tahammul sınırlarımzı zorluyoruz
ne sen tutuldugum küçük kız cocugusun
nede ben
incecik kagıtlara kelimeler yazan şair...
ne yazdıklarım yakın sana
nede sen yakınsın
içimde kendimi bıraktıgım boşluğa...