2
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
2055
Okunma

gidiyorsan eğer
şansızlığım şöyle dursun
sessizliğim benimdir
senin tadamadığın acı suları içtim
barındığım tek pınar başı bildiğim
kısık gözlerinin kenarında üşüdüm
baktığın her cismi
bana benzeterek sorgula
ince bir yağmurla voltala
üstüme serpilen ölü toprağımı
öfkelenme,gücenme
içimin direkleri çöktü
sahte fiyatlarla yaftalandım aşka
bulamazsın benden arta kalan tek zerre
nikotin ve anason kokusundan başka
öyle bir yandım diyorum ki
yırtılıyor demirkuşağı tüm kapalı pencerelerin
bir kaç eşkiya kelime yokluyor dilimin kuytularını
ben yine de
dantelini örüyorum şiilerle yangın şafakların
fırtınanın bağını çözüyorum
tüm soytarı rüzgârları içerek
yanıyorum sönüyorum soluyorum
sonrasında bir haziran yaprağı gibi
ağlaşan karıncaların üstünü örterek
bir can
bin canan diyorum
günaha boyanmış yüzümü
kaç defa verdim keskin anaforlara.
başıboş sonbahar yaprakları kadar çaresiz
savruluyorum sokaklarda
ordan oraya...
alnıma biriken derin sıyrıklara bandım
kırık parmaklarımı.
olur olmaz küfürlerin
kilidi açıldı dudaklarımdan
hem bağırdım
hem utandım.
içime yayılan iniltiler ele verdi beni sanırım
kendime suçüstü yakalandım
Faruk CİVELEK