2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
2026
Okunma

bak işte
karanlığı yara yara geliyorum sana doğru
yaralarım içimde uçurumlaşıyor
aklımın karışıklığını
gündelik hesaplarla başbaşa bırakarak
ay işiğına gizlenerek süzülüldüm saçlarına
ne iğreti arzusunu düşlüyorum bu dünyanın
ne de iki yüzlü bir teselli sonrasını
varsın başım önümden kalkmasın bir daha
hüzün taze tutarmış aşk yarasını
yürüyen bir hayalet gibi dolaşıyorum
arkamda bir el
yaka paça alaşağı edecek beni sanki
zamanın çatlağından düşmekten tırsıyorum
paslı kapı sesleri kulaklarımı dağlaya duruken
içime içime kıvrılıyorum
tek başıma gizlenmedim masumiyetin arkasına oysa
nereye gitti yanımda ki
suç ortağımı arıyorum
yakalandım kendi sessizliğime
direniyorum
bir kelime konuşursam eğer
adını zılgıt çekecek dilim
bu yüzden
sağır ve dilsizi oynuyorum
ben ki..
kelimelerle kurduğum tuzakların bön avcısı
her sabah kapanlardan topluyorum kendimi
içimde filistin haritasını andırır
pembe yaralarımın izi
titrek parmaklarıma tutunamaz hiç bir kalem
bir solukla savurdum tüm imgelerimi şiirlerden
yalın ve yalnız sözcüklerle k/yazıyorum kaderimi
ah bir bilseniz
nelerden vazgeçtim nelerden
madem öyle
açık bırak perdeleri
birazdan sokağına geleceğim
kandili heyecanımdır gecemin
asma misali
pencerene büküleceğim
kilidini üç kere çevir kapının
sağlam düğümle çarşaflarını
ay ışığına katılıp
odana düşeceğim
5.0
100% (7)