0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1560
Okunma

"Sevmek bu kadar sesliyken, sevilmek neden sessiz"
Kaçınız tanık oldu
Gün ortayken
şehirler arası bir tren garında
Esrarengiz bir kadın
gölgesinin voltasına,
Gökyüzünün elinde
sivrilmişken sonbahar
Dövülmüş gibi düştüler
sararan yapraklar
Son vagonuna takıldı
beyhude bakışlarım,
rayların arasından
kaybolan gece ekspressinin
Öfkeyle çalındı ahşaptan kapısı
İlkel bir hazdan sonra
uykuya dalan toy adamın
Sırtı dönmüş toprağa terli avuçlarının
İbrahim’in İsmail’i götürdüğü huzurda
Neye kızgınsa Güneş,
ensesini yakıyor
Rıhtımda son gemiyi
bekleyen yabancının
İfadesiz bu yüzün buruşuk çizgileri
kopuk sandığın cümlelerin noktası
Oysa her hikayenin
başka öykülere vardır bir bağlantısı