Sakat bir gece ve çoğul korkularım

biçilmiş hiç bir şeye sığdıramam

ağırmış bir bezin içindeki aynılar

ölümcül bir tekerleme gibidir tekrarlanan...

kuru bir öfkeyle sessizim

mutlumusun sustum sağır

ve kuşlar yok gökyüzünde yağmurlu

aklımda bin türlü eziyet

bu sabah kaç ağrın var

kaç ağır hap içtin

ve yan etkilerimiz

bu sabah alıştığın bir yerdemiydin

Bir zarfa koyup gönder

kendi özleminden başlayarak

ve satırlarca kez ağladım

yazdım iç görümü

benim sıçrayan vurgularım

sigara izmaritiyle doldu tablalarım

benzersiz bir yara

sanırım kapıp yok etti beni biraz

dilde sararan anlatış

yüreğimde akıl sır ermez bir dünya

defterlere gizlediğim düş yazım

kimsenin dokunmasını istemem

kaç dikiş geçmişinde

damla damla boşalan saatleri sayılmış

saçları kesilmiş

yalnızlık

üşümenin ispatıdır bu

belki hüzün salgını,

baktıkça göğe yağar hüzün yağmuru

yanıltıcıdır his

hüzündür onun siması

hatırladıkça uzaklaşan

uzaklaştıkça yıkan ...

yürürsün ıslanırsın

ıssız tebessümlere karşılık

itiraftır bu...

üşüyorum

nedensiz bekletiliyorum

hayallerim girdap içinde

ve sarhoşum

bayan bu benim yangınım...