14
Yorum
37
Beğeni
0,0
Puan
1952
Okunma

Asırlık bir ağacın dalında sallanırken
Bembeyaz uyuyordum ölüm uykusuna eş
Ayağım neredeyse arza dek uzanırken
Buz kütlesi gibiydim ısıtmıyordu güneş
Kıyamet desem değil top tüfek konuşurken
Barut kokusu siner güllerin yaprağına
Cellâdın kirli eli mazlumla tanışırken
Maktulün kanı sıçrar gözünün çapağına
Uzaktan bakan der ki her karesi fotoğraf
Kan revan içindeyken ölen ölene herkes
Savaş zamanlarından fırlamış gibi etraf
Kaçsan da kaçılmıyor dört yanı demir kafes
Üstümde küptü gibi manasız bir ağırlık
Bedene harç dökülse ancak bu kadar olur
Kafamda bir uğultu kulağımda sağırlık
Burnum desen acaib sinsi bir koku alır
Yorgunluğun âlâsı çökmüşken üzerime
Açılsa açacağım kâbus dolu gözleri
Kim görse o rüyayı hani benim yerime
O zaman anlarlardı söylediğim sözleri......
15 Kasım 2013 / NÜS