0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1345
Okunma

Bekliyordu kainat sıcaklığı ve bekleniyordu:
Yıllarca arzulanan yollara yol olmuş heybet
Fakirin kurak kalmış boğaz macerasıyla
Bir çocuğun eş değerde sessiz kalabilmesi
Çocuk da bırakıyor ellerindeki kazanımları
Babasına bakıyor çok şey anlatırcasına
Babasıyla yüzyüze geliyor ve yüzleştiriyor kimliği
Çift kanatlı duygular macunuyla
Alev alev..
Pişenlere müjdeler olsun!
Bir bakışta batmayanlara nazire kılarcasına
Bahçede açan en son çiçek heyecanıyla
Bir bahar arzusuyla seyrediyor
Arkasından adeta hançerleniyor çocuk
Ayakları çamura saplanıyor
Babasının elleriyle yoğurduğu
İhtiyar dünyanın müjdelenmiş vaktinde
Saplanıyor bütün bu göz resmiyeti
Kırklar bekleniyor kırkıncı halı serilirken
Kırk defa serilmeyen bir zahmetle
Kıyametin boğazına kadar dolu bir gayretin sinyali
Bekleniyor son gölge, heybete basmamak için
Karanlıklar söndüremez bu gölgeyi
Gölgenin de beslediği hayat var
Gelmeden yolu aydınlatan
İlerlerken maziye tohum serpen
Çıkmayan cepken içerisinde
Ateşe bir el odun atılıyor
Sönmeyen hayaller çerağında
Kapsülden seyrediyor bir göç dürbünü
Kanat çırpıyor ayaz altındaki çadıra
Çadırda tevekkül var örülmüş tuğla gibi
Sert gagaların pişmanlık akıttığı
Ses armonisinde bambaşka bir tını
Şikayetin olmadığı bir iklim
Söner mi bu ateş, saatin pili dursa bile?
Çocuk, kalbiyle konuşuyor babasına
Kabahat denizinde kulaç atmamacasına
Son bir defa daha ağlıyor babasının ganimetine
Her ışık güneşten misafir değil
Bakmıyor ardından gelenlere
Hızlı bir adım sesi duyuluyor
Hara penceresi açık..
Yıldırımların bükemediği kumsalda bir ihanet
Serpiştiriyor aklını bir avuç akçeye
Hırsızın hırsı tükenmemiş olacak ki..
Bir saman alevi yükseliyor kalbindeki fitile
Yanıyor ve anlıyor hatasını
Yılkı helecanıyla künde yemişçesine
Ağlamalar ise değişilmez okyanus
Ateşin raksı rafa kaldırılıyor
Kırk defa beklenen kırklar ümidi
Bedavaya yanan mum kıvılcımı değil
Yanan eller dua ediyor Rabbisine..
Çıkmıyor hara alevinden
Amyant dağıtıyor herkese, kendisi almıyor
Hayat ajandasını saatlerce törpülüyor
Tırnakları bin misafir cüssesinde
Kurtulmak, kurtarmak ve kurtarıcı olmak..
Üç elbiseden birisini giyiyor üzerine
Vitrinler de bakışıyorlar bu manzara etrafında
Gözyaşı sefinesi ilerliyor artık..
Çocuk mütebessim..hane halkı muştu meyvesinde
Uzanıyorlar gül günlerine
Gece meşalesi taşıyorlar kırkların kucağına
Haykırıyor bir hara bekçisi okyanus damlayan gözlerinden
İyi ki beklemişsin..!
Bu özlem ki çift gurbete bedel..
Gürsel ÇOPUR
5.0
100% (1)