Uzun z/aman oldu Alfonso Bir t/akım kederlerin üzerine bir sünger çekip Y/oklarmış gibi yapmaya başlayalı Bu ne sa/adettir Alfonso?
Hatırla! H/ani bir gün kendi duvarlarının üzerine gelmesinden sıkılıp Gitmeye karar vermiştin Daha iyi diyarlara Öyle bir dünyanın olmadığını anladığın gün Geri döneceğini biliyordum ben oysa Mutlu-musun diye sormayacağım Olmadığını, olmayacağını biliyordum Bilmeyen anlamak istemeyen sendin Sandın ki her kelebeğin uçuşu başkadır Kanatları ayrı ayrı renklerde olsa da anla Alfonso -Her kelebek aynı uçuyor bu yolda-
Her günün ardından başka bir gün doğuyor Ne ilk giden var, ne de ilk gelen Her kes hem gidiyor, hem de geliyor.
Sen ağır kalibreli bir idrak yeteneğiyle kuşatılmışsın İnsani yanılgıların hafif kadranından b/akamıyuorsun s/af olana Ağırlığın senin görüş alanından fark y/aratıyor olsada Başka bir g/özlemin ışığında Hiçle çarpılır bir hadise anla Alfonso.
Hayat her zerresinde sana istediğini sunuyor Çamura saplı kalmak seçiminse yapacak çok şey yok Alfonso ...
Hayatı anlamlandırmak isterken tüm süslü sözlere Allı pullu y/alanlara sarılırsın Sonra bir takım öğretilerin anlamsızlığı çarpar suratına ezilirsin Kendi bildiklerinden ve tüm öğrendiklerinden Kilometrelerce kaçmak saklanmak kurtulmak istersin Fakat nereye kaçabilirsin ki? Gittiğin her yerde aynı ayışığı aynı yıldızlar aynı güneş ve aynı sonsuzluk Manzara değişse de sevgili dostum gökyüzü de yeryüzüde aynı Bu hikaye her gün oynanıyor Alfonso Senin çok iyi oynuyorum sandığın rolü Pek çoğu daha önce oynadı Ki, Hiç kimse çok alkışlanmadı Kimse çok beğenilmedi mesela Hep orta k/arar beğeniler hep vasat alkışlar Anla artık burada her gün aynı döngüde hapsoluyoruz Her şey birilerinin kontrolünde Sıkıştırılmış fareler gibiyiz zamane hattında Kaçacak yer yok. Tüm kuytular kurşuna dizilmiş Tüm saklanılacak yerler çelik levhalarla kapatılmış ...
Kendine oynuyorsun dostum K/açtığına yakalanıyorsun her defasında Kurduğun her tuzağa kendin avlanıyorsun ilk önce Sen kalabalıkların arasında sıkışmış bir yalnızsın Bunu anladığında daha çok korkmaktan korkuyorsun O kalabalık boşluğa düşmekten korkuyorsun Biraz daha kandır kendini durma S/aklan en kalabalık çokluğa Hadi at en yüksek kahkahanı Yalnızlık çarpacak er geç suratının ortasına Yalnızlık hep a/yak altında... Anladın mı şimdi? Aynı gökyüzü, aynı siperlere s/aklanıyor Aynı boşluklarda savruluyoruz . . .
Ve ölüyoruz dostum -Aynı göğün altında aynı acılarla ölüyoruz-
Sen devam et oyuna, dayanabilirsen Ben artık boş verdim oynamıyorum Sırları dökülmüş aynadan b/akıyorum Gerçekliğin üzerine sürüyorum tüm rollerimi Nefesime ekliyorum tüm boşlukları Şimdi çürüme eşlik ediyor dostum masala, Dökülüyor yıldızlar ışıltıyla b/aşıma, Göğe bak dostum aynı mavilik, aynı bulutlar ...
Hadi durma! B/ak ve yankılansın güzellikler, Cesaretin varsa? Al gölgeni kaç s/onsuzluğa da, K/açtığın yerde hapsoluyorsun dostum Zincirsiz hapsoluyorsun...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kendine oynuyorsun dostum K/açtığına yakalanıyorsun her defasında Kurduğun her tuzağa kendin avlanıyorsun ilk önce
_ve kendi kendine lades dersin.... .....
Ne doğru gözlem ne doğru saptamalardı. Emekle özenle yansıtılmıştı dizelerinde arkadaşım. Beğeniyle okudum yakışan fon müziği eşliğinde. Sevgiler alkışlar İzmir'den..
Hatırla! H/ani bir gün kendi duvarlarının üzerine gelmesinden sıkılıp Gitmeye karar vermiştin Daha iyi diyarlara Öyle bir dünyanın olmadığını anladığın gün Geri döneceğini biliyordum ben oysa Mutlu-musun diye sormayacağım Olmadığını, olmayacağını biliyordum Bilmeyen anlamak istemeyen sendin Sandın ki her kelebeğin uçuşu başkadır Kanatları ayrı ayrı renklerde olsa da anla Alfonso -Her kelebek aynı uçuyor bu yolda-
Bazen gidersin....yada ha gayret der düşmeyi düşlersin kalbinin ötesi duvarların sessizliğine firarcasınada ... kelebek ömürlüdür bu
Her günün ardından başka bir gün doğuyor Ne ilk giden var, ne de ilk gelen Her kes hem gidiyor, hem de geliyor.
Sen ağır kalibreli bir idrak yeteneğiyle kuşatılmışsın İnsani yanılgıların hafif kadranından b/akamıyuorsun s/af olana Ağırlığın senin görüş alanından fark y/aratıyor olsada Başka bir g/özlemin ışığında Hiçle çarpılır bir hadise anla Alfonso.
Ben bu Alfonso'yu sevmedim :(
Hayat her zerresinde sana istediğini sunuyor Çamura saplı kalmak seçiminse yapacak çok şey yok Alfonso ...
Hayatı anlamlandırmak isterken tüm süslü sözlere Allı pullu y/alanlara sarılırsın
Sonra bir takım öğretilerin anlamsızlığı çarpar suratına ezilirsin Kendi bildiklerinden ve tüm öğrendiklerinden Kilometrelerce kaçmak saklanmak kurtulmak istersin Fakat nereye kaçabilirsin ki?
_ bildiklerin öğrendiklerin yaşadıkların çok bilinmeyenli bir denklemdir aslında
Sıkıştırılmış fareler gibiyiz zamane hattında Kaçacak yer yok. Tüm kuytular kurşuna dizilmiş Tüm saklanılacak yerler çelik levhalarla kapatılmış ... _nereye kaçabilirsin ki.... kendi gölgen değil mi kaçmaya çalıştığın...
Kendine oynuyorsun dostum K/açtığına yakalanıyorsun her defasında Kurduğun her tuzağa kendin avlanıyorsun ilk önce
_ve kendi kendine lades dersin....
Sen kalabalıkların arasında sıkışmış bir yalnızsın Bunu anladığında daha çok korkmaktan korkuyorsun O kalabalık boşluğa düşmekten korkuyorsun Biraz daha kandır kendini durma S/aklan en kalabalık çokluğa Hadi at en yüksek kahkahanı Yalnızlık çarpacak er geç suratının ortasına Yalnızlık hep a/yak altında...
_yalnızlık aslında yüreğimizde soluk alıyor veriyor ve kalelerini bir bir yıkıyor...
Anladın mı şimdi? Aynı gökyüzü, aynı siperlere s/aklanıyor Aynı boşluklarda savruluyoruz ____hele bura.... şiirde en çok hayran kaldığım yer....
savrulmak ayrı siperlere düşmeyi dilerken aynı hatta iki düşman olmak..ve gökyüzünü paylaşmak...yalnızla
Ve ölüyoruz dostum -Aynı göğün altında aynı acılarla ölüyoruz-
_ aynı gögün altında farklı göge bakıyoruz aslında
Sen devam et oyuna, dayanabilirsen Ben artık boş verdim oynamıyorum
_yorgunluğun pes etmişliğin vurduğu yer ki... acıtır canı
__ve çürüyorsun önce gözlerin sonra sen...
Ama bir inat sen bunu görmezden geliyorsun
uzundu...
kopmadı ama okur.. sürüklendim dizelerde kutluyorum maidem sevgilerle
sağ olun sevgili şairem bu güzel yorumunuz içinde teşekkürler evet hepimiz bir parça yalnızlığı saklıyoruz aslında koynumuzda ve bazen böyle şiirlere yol oluyor esenlikler dileğimle ,sevgiler
sağ olun sevgili şairem bu güzel yorumunuz içinde teşekkürler evet hepimiz bir parça yalnızlığı saklıyoruz aslında koynumuzda ve bazen böyle şiirlere yol oluyor esenlikler dileğimle ,sevgiler
Her günün ardından başka bir gün doğuyor Ne ilk giden var, ne de ilk gelen Her kes hem gidiyor, hem de geliyor. -------------------------------------------------------- Harika dizeler... Kutluyorum kaleminizi... Saygıyla....
Sonra bir takım öğretilerin anlamsızlığı çarpar suratına ezilirsin Kendi bildiklerinden ve tüm öğrendiklerinden Kilometrelerce kaçmak saklanmak kurtulmak istersin Fakat nereye kaçabilirsin ki?,,,,,,,,,,,,,ÖNCE YUTKUNDUM,,bir başladımki okumaya fon müziği ilede ruhumu sarınca ne diyeyim başka,,,,,,,,,,tebriler sevgiler canımcıma,,,,,,,,,,,,,,,
“ Sen devam et oyuna, dayanabilirsen Ben artık boş verdim oynamıyorum Sırları dökülmüş aynadan b/akıyorum Gerçekliğin üzerine sürüyorum tüm rollerimi Nefesime ekliyorum tüm boşlukları Şimdi çürüme eşlik ediyor dostum masala,”
“Sandın ki her kelebeğin uçuşu başkadır…” Oysa, sadece tutkuları ve acıları aynıdır. Özgürlüklerine dokununca kanatları kan akıtır ! Hatta canı pul pul etrafa havalanır !...
Çeyrek fiskelik canları vardır O yüzden “kelebekler hür uçmalıdır !...” Bir de, Bak Alfonso, AŞK zor bir zenaattır. Ayrılıksa yürekte ki en büyük fay hattıdır. Dayanılmasının üzerine, Ancak daha kirli sargılar sürerek bağışıklaştırılır Yani kendisine ölüm ilacı sürerek atlatırlır, Buna dayanmayı göze almalıdır...
“Senin çok iyi oynuyorum sandığın rolü Pek çoğu daha önceleri oynadı Ki, Hiç kimse çok alkışlamadı…” Dön bak kendi artığına ? Hiç bir şey kalmamış Alfonso, Sargı olacak yarınlarına, Kendini sevdirecek bir kıvılcım dahi sana…
“ Sıkıştırılmış fareler gibiyiz zamane hattında Kaçacak yer yok. Tüm kuytular kurşuna dizilmiş…” “Kuytular !...” Çırılçıplak kalmış demek ki o “Tüm kuytular” “Kuytular’ da” düşlere bile ateş yağdırmışlar ! Umutların üzerine sayısız hüzünler salmışlar Ve “Zamane hattını” çebere almışlar Her hedefe onikilik bir ölüm yapıştırmışlar… Tek “Saklanılacak” yer, Hedef arkasında ki “ Çelik levhalar…” Kurşun geçirmezliği kendilerine yakıştırırsalar...
“K/açtığına yakalanmak” Kendi onuruna geç kalmak ! Ne yazık ! Galip edalı, mağluplara oynamaktır, AV’ına AV’lanmak !... “Kalabalıklar arasına sıkışıp kalmak…” Kalabalıklar arasında hep sessizliği yaşamak…
Anlamak istemiyorum rolüne baş vurmak İnkar terörüne bulaşmak “Korkmaktan korkmak” Sahte bir gülüşten nemalanmak…
“S/aklan en kalabalık çokluğa” Kaybol o “Yalnız” adımlarınla ? Zifiri kalacaksın bir gün, Elbet sen nasıl olsa ?... “Yalnızlık hep a/yak altında…” Sarmaş dolaş olacaksın yakın da İlelebet sen de onunla…
“Şimdi çürüme eşlik ediyor dostum masala” Ve “Ölüyoruz” yaşaya yaşaya ! “Cesaretin varsa ? “ “Eşlik et /Bu/masala,” "ÇÜRÜME" boşu boşuna ?!......
“K/açtığın yerde hapsoluyorsun dostum Zincirsiz hapsoluyorsun…” Çünkü sen yaşamıyorsun ? Boyuna "Çürüyüp" duruyorsun !!!....
Denklemsel duygular ! Yumak yumak büyüyüp ŞİİR olmuşlar. Bazı cümleler var ki, Avuç içi kadar, Söz değdikçe, Su görmüş bir çiçek gibi açılıp, Gittikçe çoğalıyorlar !... Mana mana dal budak oluyorlar….
Düşündürme zevkini tattırıyorsunuz Şekersi sözlerin içine bandırıp maksadınızı Yürekleri düşündürüyorsunuz acı, tatlı Hele öyle cümleler var ki, İnsanın için de bir “İZ” bırakabilecek vasıflı…
evet çürüme aslında uşak olan alfonsoya hitap etmekte ancak sözlerin ulaşamadığı öyle çok nokta var ki onlara dokunmak ne mümkün bazen anlatmak kolay olmuyor ancak yinede kelimeler bizim için büyük mucize kaynakları onlarla öyle çokluklara sarınıyor ve öyle yerlere tırmanıyoruz ki bazen sözcükler bulutlara ulaşıyor... çokça teşekkürler ediyorum değerli yorumunuza esenlikler dileği ile selam ve saygılar...
evet çürüme aslında uşak olan alfonsoya hitap etmekte ancak sözlerin ulaşamadığı öyle çok nokta var ki onlara dokunmak ne mümkün bazen anlatmak kolay olmuyor ancak yinede kelimeler bizim için büyük mucize kaynakları onlarla öyle çokluklara sarınıyor ve öyle yerlere tırmanıyoruz ki bazen sözcükler bulutlara ulaşıyor... çokça teşekkürler ediyorum değerli yorumunuza esenlikler dileği ile selam ve saygılar...
duygu yoğunluğu yüksek dizelerdi. anlam ve anlatımı olağanüstü güzellikte her zaman olduğu gibi. severek ve hazla okuduğum bir serbest manzume... tebrikler ve saygılarımla...HŞT
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.