8
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1507
Okunma

Ah be Lila !
Gecenin en derin uykusunda
bir sese irkiliyorum.
Yarı giyinik yarı çıplak.
Geceliğim üzerimde salkım saçak,
eteği takılıyor karyola demirine
sökülüyor bir ucundan pembesi
Saç desen darmadağın,
tepesinden düşmüş firketesi
beyaz dantel üstlerine.
Gözlerimin yarısı aralık,
yarısı çapak.
Senin Melahat’ın tavşan modeli,
kemirirken havuçları.
Apar topar çıkarken ,
ne gıcığıma dokunuyor bir bilsen,
Necibe karısının ,
perde arkası gülüşleri.
Sahi suçumuz neydi
çok sevmekten başka ?
Şimdi tüm apoletleri
bu kadına çakmak var,
sönerken gökyüzünde
benim yıldızlarım,
Ah be Lila !
Henüz düşmemiş mideme,
tam şuracıkta,
iki lokma ekmek kadayıfı
dururken boğaza nazır,
birde üstüne sindirmek var
şu serserinin ettiğini.
Ne deliymişiz kız biz,
hangi akla hizmet,
sevgisiz adamları sevmişiz.
Rahmetli babaannem
"Gençlik yavrum" derdi. "Gençlik"
Öyle değil işte Lila,
yoklukta her şeyi varlık bilmişiz
bizdeki varlık yokluktandı.
Boşuna girmiş günaha gençlik,
babaannemin koynunda.
Yıkarken huysuz adamın ayaklarını
kimbilir ne çok sevildiğini sanmış.
Ben artık gidiyorum Lila
farz oldu
zorunlu hizmet...
5.0
100% (12)