10
Yorum
36
Beğeni
0,0
Puan
1543
Okunma

Kâbus
Gün büyüdü büyüdü kendi boyunu aştı
Uzayan kollarından biri Ay’a dokundu
Hoş geldin dedi Ay, gün buzdağına ulaştı
Adetten karşılama mimiklerinde dondu
Bir anda tebessümü yutağına dolaştı
Seheri bekliyorken gece epey uzundu
Donmak istemiyordu zira sona yaklaştı.
Kıyamet gibi insan kaynıyordu batından
Mahşer yeri sanıp da öyle durup kalmıştı
Toprak fışkırıyordu topuğunun altından
O koskoca meydanda mahlukat ufalmıştı.
Her gece bir kâbusun peşine takılınca
Karabasan çöküyor besbelliki bedene
Şüphesiz, görünüyor uzaktan bakılınca
Kalkmayı düşünme Gün, bacağın taştan gene
Bilirsin sesin çıkmaz kapana kısılınca
Aynı anı yaşama, topyekûn baştan gene
Acelen ne, gidersin karanlık dağılınca.
8 Mayıs 2013 / NÜS
edebiyatdefteri.com/siir/726924/
Ölümle üç beş satır kelâm etmek rüyada
Yetti de arttı bile bu mübarek Cumada
Bolca servet edinsem helalinden kazanıp
Giderken bırakmak var her şeyini dünyada
O toprağın altına ak kefenle uzanıp
Asıl kıyamet günü geldiğinde uyanmak
Düşü bile ızdırap o tabloya dayanmak
Yerle yeksandı evler, dikilen gökdelenler
Yay gibi fırlayıp da boşlukta yükselenler
Cehennemin korkusu işleyince özünü
Farkında değildi ki azası eksilenler
Tanımazdı mahlûkat birbirinin yüzünü
Fanilikten ebede geçilirken zamanda
Mezarlardan ölüler fışkırırdı o anda
Ter içinde uyandım gördüğüm o kâbustan
Rabb’e şükürler olsun kurtuldum ya kamustan
Rüyası böyle ise tasavvurdan uzağım
Muhakkak ikaz dedim olana bu husustan
Evrenin renklerinde gizli ise tuzağım,
Serden çıkarmamalı şeytan her yerde şeytan
Nefsin tam hizasında durur bir yerde şeytan
1 Kasım 2013 / NÜS