15
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
1379
Okunma

Boşunadır karaya vuran balık gibi çırpınışların
neye yarar gül dalında kırıldıktan sonra
ne su, ne de tatlı dilden dökülen gübre
yaşatır mı sandın dalından kopup y/ele düşeni..
Her geçen dakika gözleri erir suretinde
nefesleri düzensizleşir
ki bir zamanlar seni, görünce de düzensizleşirdi
nabzı haddinden fazla atardı bileğinde
sanırsın bir posta treni geçiyor yüreğinde
heyecan fırtınası kopardı
gelişinin sam rüzgarlarıyla.
Neye yarar;
eskiyi özlemle yuvarlamak hatıralarda
çığ olup düşmekten başka karanlığın yokluk uçurumuna
eskiye rağbet olsaydı der atalarımız
bit pazarına nur yağarmış ya
işte arada öylesine dökülse de anılar
dilimin ucundan bir sokak lambasının göğsüne
yalnızca olduğu yeri
olduğu an’ı aydınlatır bir süre
güneş burnunu dağın başından çıkarınca
soluksuz kaçar yine aydınlığın arkasına.
Hey hayat:
zannetme pişmanım yaşadıklarımdan
hepsi tek tek gönül defterime kayıtlı
demirbaş eşya gibi zimmetime işlenmiş
kayıp yok içlerinde
gözüm gibi bakıyorum anılarıma
arada pas tutanlar oluyor
hiç hatırlanmadığından mı ne
onları bu hüzün kokan gecelerde
elimde duygu kırıntılarımla parlatıyorum
atmıyorum hiç bir şeyi
haneme tecrübe diye kaydediliyor biliyorum.
Hangi tecrübe aşka boyunduruk vurabilir
işte bir tek onu bilmiyorum
çünkü her seferinde
farklı yerimden darbe yiyorum
hiç hazırlıklı olmadığım bir ders gibi
hep yeniden kalıyorum aşktan sınıfta
ve tecrübelerim sırıtarak seyrediyorlar
çünkü her seferinde ters köşeye atlıyorum yememek için gol’ü
ve haneme hep yenik taraf diye yazılıyor
yorgun gözyaşlarım belki de o yüzden
sık sık gözlerimden süzülüyor.
Ayvazım DENİZ
5.0
100% (22)