14
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
2647
Okunma

Ey benim Kayıp Gül’üm;
Hüzün dolu bir bayram günü geldi çattı yine
Bu bir garip yolcu, varmak için Hakkın menziline
Muvakkat ayrılığa katlandı senin o tatlı sözlerinle
Gül’ünün kokusuyla sinem dipdiri vardım
Aşka muhtaç, sevgiye muhtaç bilinmeyen şehirlere.
Yokluğunda diş geçirmeye çalışan şeytana karşı
Amansız mücadele verdim
Gönlüm; senden gayrısına hep kapalıydı.
Bütün o pak huyuna ve suyuna kurban olmak için
Bir koç yerine kendi başımı
Derin kazılan çukurun başına
Edeple, sadakatle tertemiz serdim.
Tüm dertler unutuldu o anda
Kıblem; Ali Baba Mekanı oluverdi bir solukla
Ama;
O gül kokunla açık kaldı gözlerim, korkmadım kuyuda.
Yokluğunda bu gönül var ya;
Bütün kara bahtlı, benzi sararmış çöle dönen ruha bürünmüş,
Kum taneleri, sanki aşkını nakşederken
Birer elmas hükmünde
Tüm cihanı aydınlatan lambaya dönmüştü.
Yastığım kerpiçtendi ama
Gamze yanakların gibi seni düşününce pamuksu hale giriyordu.
Rengini vermeyen rüzgarın soğukluğu bile
Hüzün ve matem şarkılarını bertaraf ediyor
Nerede senin Kayıp Gül’ün diye alay ederken
Ekim ayının o loş ışıltıları, imdadıma yetişiyordu.
Son davete doğru gidiyordu bu aşk Kayıp Gül’üm;
Alem yeniden deviran oluyor, yeryüzüne yalnız
Kayıp Gül’ün aşkı doğuyordu
O alev kapanı, sertlik mizacı dırahşan çehren
Ümit bayram sabahıydı,
oluverdi sanki
Ebediyete uzanan birer yelken.
Ey benim Kayıp Gül’üm;
Kaza ve kader dedim daha evvelden ama
Kader biliyorsun kırdı kalemini bizim aşktan yana.
Var mı çekip gitmek hoyratçasına söylesene haydi
Buğday benizli yaprağında
sanki Nilüfer çiçeği gizli.
Bir şiir gibisin Kayıp Gül’üm;
Her bir kıt’ada aşkının beyitlerini okuyorum sanki
Helak oluyor katı haldeki hodbin ruhlu sineler
Mana seninle bulur mana,
Açıp, doğuver gel ziftleşmiş ruhuma.
Yokluğunda Kayıp Gül’üm;
Geçip rahlenin başına
Okudum şu ana kadar o muazzam, dillere destan olan sevdamızı
Kurudu ayrılık, köhneleşmiş ve hep ayrılık bataklığını andıran
Mecusilerin kutsal saydıkları göl,
Kömürleşmişti sensizlikten
Ama ihtizaza geldi şimdi bu çöl.
Ey tatlı hülyalarımın ve düşlerimin sevgilisi Kayıp Gül’üm;
Namın ve ismin öyle heybetkar bir duruş sergiliyor ki
Abdestsiz anılmaz bu isim,
öyle temiz, öyle masum bir aşkın eseridir çünki.
Ümitvardık hani, aşkımızın üzerine beton dökmek isteyenlere
Rahmetin sağnak sağnak aktığı yağmurlu bir bayram gününde
O şeker şerbet iksirlerle
ruhuma yeniden
Diriltici o gül kokunu üfle.
Yokluğunda kör olmaya namzet nemli gözlerim
Hep senin bana vereceğin kokuna hasret şarkılarını mırıldarken
Sazın bam teline dokundun yine
Hislerimi perçinleştirdin aşkınla bir kez daha
İhtimaller sancağında sürgün yedim sanki
Gel ne olursun gel, gitme derken dudaklarım
AMİN’lerle birlikte yüz sürer Hakkın kapısına ama
Son davetime icabet etsen, ihya etsen olmazmı.
Bütün dikkatim Ali Baba Mekanı sanki
daha şimdiden Yıllar geçsede bu uğurda ;
sönmez bu ateş ebediyyen
Gelmenin, gelip gül kokunla her yanımı sanki
Bir bebeği besler gibi besleyip sevgini vermenin
Hayaliyle yaşayıp durmak bile şerefyab olur
Cennet kokulu meleğim.
Evet Kayıp Gül’üm;
Senin yolunun delisi olan bu aşknağmelerle
Kapının eşiğinde boynu tasmalı kıtmire
Gelirmisin bir kez daha
Haydi söyle……
Murat AYDIN
17 Ekim 2013-Bursa
5.0
100% (19)