12
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
4355
Okunma

Rengarengim bu aralar
Bir karnaval hazırlığı içinde.
Dışım çingene pembesi
Vişne çürüğü içim.
Şapkamı çıkardım, selamladım akşamı
Astım vestiyere
Ah ben! Nasıl da unutmuşum
Dün geceden açık pencere
Pervazında öylece duruyor dirseğim
Ay’ın gerdanında asılı kalmış gözlerim.
Şöyle bir bakındım etrafa
Dün akşamdan dağınık kalmış her şey
Masanın üstünde düşünceler
Yerlere dökülen anılar
Eski yeni defterler
Zihnimden savrulan sayfalar
Karmakarışık...
Derlenip, toparlanmalıyım
Aranıyorum,ellerim nerde?
Hatırladım
Dün gece yarısı
Bir çocukluk düşünde gezerken
En son annem tutmuştu çok uzaklardan
Hayal içinde yürümüştük incitmeden eylül yapraklarını
Sessizce geçip ekimin içinden
Kasım rüzgarlarına bırakmıştık yüreğimizi
Bir parmak nar ekşisi dudağımda
Kışa hazırlık vakti artık
Çimen yeşili bir iplikten
Örgüsü vardı elinde
Karlı günler uzun sürerse, üzerine örtecekmiş
Üşümesin diye sevdiğim dağlar.
Derlenip, toparlanmalıyım
Öyle ya, arefesi bir bayramın
Yazlık düşleri kaldırmalı
Çıkarmalı kışlıkları
Lüzumsuzlar alt çekmecelere
Tek tek katlayıp hatıraları
Özenle yerleştirmeli raflara
Çocukluk düşlerinden kalan kırmızı bayramlığım
Ah! Onu bulamıyorum.
Bütün olanların tek suçlusu kalbim
Büzülmüş bir kenarda öylece duruyor
Kaşları çatılmış aklıma koşup
Sarılıp sarılıp ağlıyorum.
Süreyya ŞİŞMANLAR
..........................................................................................................
Bir tutam Hayat adlı değerli kalbin şiire cevabıdır,teşekkürlerimle...
Okunası bir şiir...
Hisedilesi...
Şair,
sihirli sopasını sallamış,
her birimizin hayatına uzanıvermiş bir bukle,
zamanı durdurup öylesine.
Ve,
görmedin mi şairim dün gece,
tüm pencereleri açıktı sevda gönüllerinin...
Sohbetteydi pervazlarda tüm dirsekler...
Gözleri ile sevmekteydi ayı, kadınlar ve erkekler...
Fark etmedin mi,
pir pejmürdelik almış başını gitmiş hayatlarımızda,
duygularımızda, düşüncelerimizde, anılarımızda bir başı bozukluk...
Ve sadece senin değildir savrulan kelimeler...
Sokaklarda, benliğimizi süpürmede çöpçüler...
Görmedin mi bizi be şairim?
Göz göze idin, omuz omuza, yürek yüreğe...
Hani,
bir yaşlı kadın vardı,
üşümesin diye, karlı dağlara örgü ören...
Bir küçük kız çocuğu vardı eteklerinde,
mahzun Ekimden, Kasım rüzgarlarına yürüyen.
Bilemedin mi bizi şairim?
Biz,
yazlık düşlerinin, yorgun nefesiyiz...
Biz,
kaybettiğin kalbinin, ağlayan sesiyiz.