3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1204
Okunma
kelimelerin kifâyetsiz olduğu da oluyormuş hayatta
yalanların gerçeği ayıpladığı da…
siyahın beyaza karıştığı zamanlar…
gündüzün geceye teslim olduğu da oluyor ya…
evvelde aşka susamıştık
kana kana aşk meyinden içecekken
nefret sardı tüm bedenimizi.
gayr-i ihtiyârî gidiyoruz kuytulara.
aşktan soyutlanmış yüreklerimiz kalıyor ellerimizde bîçâre
bakıyoruz ayrılıkların ardından
ve aykırılıklarımız takılıyor peşimize
kaçamak bakışlar üzerimize yük oluyor sebepsizce…
evvelde aşka susamıştık
gözbebeklerimiz sevgi fısıldardı çoğu zaman
dudaklarımız muhabbet ederdi sabahlara dek
baharı kuşanırdık tüm benliğimizle
geceye kandiller yakardık
ve mutlu sonla biten hikâyeler yazardık kandiller altında.
evvelde aşka susamıştık
ve lâkin âhirde nefrete kanar olduk
sükût etti sebepler, biz derbeder olduk
elleri yapayalnız bıraktık
ve savurduk sîneleri fütursuzca…
gaflete düçâr oldu dimağlarımız
gören gözümüzü duyan kulağımızı unuttuk
can damarımızdan yakın olanı kaf dağına attık
kalakaldık öylece çırılçıplak
galebe çaldı nefsî isteklerimiz
ve biz şehvet bekçileri oluverdik sığınaklarda
vicdan kapılarını kapattık tüm yüreklere
aşkın boynunu vurduk yalanlarla.
evvelde aşka susamıştık
muhabbet iklimlerinde körkütük sarhoş olmuştuk dembedem
ve nihayet aşkı bulmuşken, sırt çevirdik eşsiz güzelliğe
evvelde aşka susamıştık lâkin
âhirde yürek parçaladık
bütün bedbahtlığımıza rağmen sustuk, sustuk ve hep sustuk…
Pınar DAĞ
5.0
100% (4)