3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1552
Okunma

Yaprakların ıslık seslerinde yaşıyordum aşkını
Kaybolan zamanın getirdiği garip bir oyuncaktı
Sİlmeye uğraşıyordum bir çırpıda kara bahtımı
Elimden aldın silgimi kaldım karanlığımda
En dibinde en koyusunda
Verme bana güzel hayallerimden seçip seçip yalan sözler
Duyduğum herşeyin israfına ağlar gözlerim
Bilmediğim bir kentin asi ışıkları oynaşır saçlarımın gölgesinde
Geçtiğim her yolun tozlarına senin adın bulaşır
Bilmiyorum
Bilmek istediğimi de sanmıyorum hiç
Bir şarkıya ait bestenin çalınması gibisin sen
O kadar yakışıksız ve o kadar alaya layık
Biliyorum aslında
Yorulduğum dışında birde usandığımı sesini duymaktan
Düşünüp düşünüp karanlıkta oturmaktan
Konuşmak öyle zor değil
Konuşabiliyorum ben o şarkının aksine
Gözyaşlarım boğmuyor beni
Ben boğuyorum artık ağlamaktan onları
Uzaklaşmak istiyor benden bütün sular
Akmak benden uzakta
Benden çok uzakta mavi olmak!
Bir kadeh seni içip bir parça sarhoşum bu gece
Demli çayımda yüzüyor gözlerin
Ellerimde sıcaklığın bir çay bardağı oluyor
Bir demlik bitiyor
Sen diye kana kana
Sonra bir kadeh sen
Çay faslından hemen sonra...
Bir yakamoz vardı sadece bir gece
Ruhumun loş ışıkları yanıyordu yüzlerce
Yalnızlık kentimin sokakları ıslaktı
Ben bir türlü çalamadığım usanmış ıslığımla
Eskiye göre biraz daha serseri
Biraz daha aşka uzak, aşka yakın, aşka kararsız ve yalın ayak
Seviyordum denizlerde yürümeyi...
Kaybolan bir çocuğun yüreğini hissetmeyi
Seviyordum ellerimde misketler yitirmeyi
Ve aklımı karıştıran bilmece gibi sözleri
En kuytusunda gizlenen o çehreyi görmeyi
Hissetmeyi seviyorum şiirlerin kalbindeki acıyı
Her şiirin sokaklarında bekliyor bir aşk
Yollarda nemli gözleri
Bir bebeğin yanağında gül açtıran baba busesi gibi
Ve pencereleri öperken her sabah nazlı bir çiğ tanesi
Ben severim yeniden özlemeyi seni
Bir kadeh seni içip bir parça sarhoşum bu gece
Göklerden ellerime gül yaparağı düşürür rüzgar
Kuş uçar balkonumun kenarına konar
Ve gözlerim buna aşağıdan bakar
Sonra kayıp bir yıldızın telaşı düşer içime
Tenimde dolaşır hayalin incecik bir tül gibi
Ürperirim yokluğundan misafir bir hüzünle
O hafiften üşümeyi penceremin kenarında
Bırakırım perdelere saksılara sokaklara
Ben bürünürüm sana
Ben ısınırım sonra
Ben tebessüm yüklenirim kelebek kanatlarımla...
5.0
100% (4)