3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1060
Okunma
-Kendimi tanıyorum-
Bembeyaz bir gecenin mahremine uzanıyorum,
Dokunmaya çalışıyorum tüm hüznümle geleceğine.
Gizin boşluğuma geliyor,
Boşluğunda gizleniyorum.
Sonsuz bir çalılığın arkasından bir samyeli esiyor
Sen bembeyaz bir gecenin mahreminden
Bembeyaz ve bir o kadar güzel çıkıyorsun.
Bembeyaz bir gecenin mahreminden çıkan
Bembeyaz ve bir o kadar güzel sana uzanıyorum.
Denizkızı gibisin, akislerin içinde parladın parladın durdun
Her zamankinden çok ama çok daha güzeldin.
Elini tutabilsem büyük bir ışığın içinde öfkemi bastıracağım.
Sımsıkı sarılabileceğim ve özlemim zürafa kahkahaları ile taçlanacak.
Sen bembeyaz bir gecenin mahreminde,
Eğildin, suya baktın ve döndün.
Yüzün acı içindeydi ve bana bakıp ağlıyordun
Ben dudaklarındaki o türküyü biliyordum
Savaşların tam ortasında sevişiyorlar sapsarı.
Senli hayallerimi alkollü bir kadının cebinde unutuyorlar
İçime sığmayan bir hayalin
Dünyaya nüfuz etmeye çalıştığını hisseder gibiyim.
Gökyüzünü bırakıyorum
Bembeyaz bir gecenin mahreminde.
Ellerini tutmanın tam ortasında bırakıyorum hayalinle sarhoşluğumu
İşte Zelda işte;
Gördün mü bak!
Seni de her şey ve herkes gibi yarı yolda bırakıyorum sapsarı!
Yağmurlarını yağdırma
Yağmurların yerde aynadır bana.
Kandırdığım benim sözcüklerimle kendimi;
Yaşadığım kördüğüm, omuzlarımdaki yeşillik,
Hep bahsettiğim erguvanların neşesi.
Hepsi bembeyaz bir gecenin mahreminden çıkan sözlerdir Zelda.
Sende bembeyaz bir gecenin mahreminden çıktın
Kimim diye sormadın ve bir kez daha emin olmak için
Seni de her şey ve herkes gibi yarı yolda bırakıyorum sapsarı!
Hepsi senin olsun,
Bir şiirlik canın vardı Zelda!
5.0
100% (2)