20
Yorum
46
Beğeni
5,0
Puan
2568
Okunma

gözlerin
akşamdan unutulmuş roman baş ucumda
kırk dördüncü sayfada ayraç, kurutulmuş resim çiçeği
ekose eteğimde çengelli iğne ergenliğim
sen purolu genç adam
ellerin bir iskemlenin ensesinde
falanca bir eylül
bağdat caddesinde bir pastane
yahut kanlıcada cafe
biz nasılsa tanışırdık aşkla -her ihtimalde-
unutmak istedikçe
ve sevmekle daha çok su topluyor kalp
üstelik bu ahir zaman arifesinde, her bayram kutsallıktan uzak
çok geç oldu gelişin
ne babamın elleri kaldı öpülecek
ne annemin diktiği çiçekli elbiselerim
geçtim
omzuna yaslanıp en uzak yıldıza iltica etmemiz fikrimden
çoktan öğrendim
küçük kızların oyuncak bebeğiyle oynarken kapı önünde
ve şortlu oğlanların
mısır tarlalarında koşarken nefret koçanlarıyla vurulduğunu
ben Madrid sokağında çingene
sen Barbara Cartland’ın kitaplarından fırlamış
asilzade
biz her ihtimalde severdik birbirimizi
de
yok muydu
o zengin yoksul kavramı
o çifte standart
(bir)annenin yanaklarını aşan hor tebessümünde
öyle ya
Jan Dark’ ı kuşanıp
... kılıcımı bir annenin* gülüşüne savuramazdım
beni bağışla
senden esirgediğim savaşçı ruhumu
ezilen çiçeklere adadım
gelin çiçeği
oğul otu
kulağımda hep o son soru/n
"Tanrı bizi sevmedi mi"
Allah ayrım yapmaz sevdiğim
sınıflandırmaz kullarını
suçlular içimizde!
de_soulmate