0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1653
Okunma

Gecenin can çekişen pazarlarında hayata son verirlerdi
Renklere aldanmadan yürürdü kibir mahkûmları
Zehre batırılmış peçelerle dalarlardı rüzgârın serinliğinde şehre
Adlarını masmavi göklerden, hazanın geç kalmış hayal yapraklarından alırlardı!..
Dikenler içinden hükmederlerdi gülün kan tepsisine...
İplerle, çitlerle etrafını sararlardı ay ışıklarının
Asi bir koku yayılırdı kentin nefes yanlarına!
Zikrederlerdi eski çağlardan kalma aşkları...
Sözlerine eklerlerdi notları düşük, müziği yaralı sözleri...
Yanaklarında bal şekerleri belirlenir
Tarihin göstergeleri geçmişten bir kare indirirdi...
…..bir kadın, bir erkek;
Dalgalanan denizin maviliklerinde tozpembe hayallere dalarlardı...
Göğüslerinde duran kafesleri sımsıkı kapatırlardı aşka...
Hücreler açılırdı bir bir
Her geçen gün yeni idamlıklar belirlenir
Kuytu köşelerde yaşam sevinçleri tükenir
Göklere taşınırdı sevda-i baharları!..
Göklerde birikirdi aşkın ruhları
Yangınlar düşerdi toprağı bereketli, verimsiz şehirlere!..
Yangınlar yağmurlara sevdalanır
Kaldırımlarda birleşen bedenleriyle toprağın huzur damarlarına itilirlerdi
Kan pıhtılı tünellerden geçer
Kıvılcım saatlerinde zihnin nefs vaktine varırlardı...
Paramparça ederlerdi tenlerini
Çırılçıplak bir mevsimin kimliksiz zamanında huzura kavuşur
Huzur sokaklarından geçip yeni vücutlara sahip olurlardı
…..bir kadın, bir erkek doğardı; yeniden yeşeren aşklara...
5.0
100% (2)