sen küsünce bütün trenlerim devriliyor
yolun kıyısında kırmızı işaret fişeği
çiçeğim kana bulanıyor
dilsiz konuşma, anları sislerin içinde saklayan
sonra güzel bir uyuma, gözlerimi kapatır gibi
güzel bir dökülüş, günde ufalanmış kum
gövdem kendisini yok ediyor
ardından ruhum





bak görüyor musun eylül geliyor
mavi bir uğultunun içinden geçip
mavi bir uğultu değildik aslında
bizim köklerimiz kırmızı bir iplikten alıyor rengini
sonra aniden yabancılaşıyor, bir sigara içimlik öpmeler
kilitli yolculuk



çıplak bir ısırgan otu dilim, uyku öncesi sara nöbeti




şimdi dışarıda su dolu testiler kırık
yağmur var, kapılar kuru mum yarısında
şaşı gölgelerde kör ikindi zamanlar
bir arı vızıldıyor aramızda, celladımız saygıyla eğiliyor




merdivenlerde duran
merdiven basamakları eksile eksile
o kırmızı iplikler, uçurumda sökülen sesimiz.







Aysu