4
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1949
Okunma

sözüm ona
kurnasından ateşler akerken
içtim kana kana
zamanın kadehinden
bilerek ve isteyerek
yani kasden,alenen
göz göre göre yani
damarlarıma vuruyor
tasarlanmış bir intihar gibi
bir yarayı yeniden kanatmanın vebali...
son dönemecinde aşkın
şehrayin kırgınlığı
kırıldım
acze düştüm kaçıncı kez
kaçıncı kez kanatsız, bîçare
kırk pâre oldu gökyüzü
kan sızan ellerimde
dolu dizgin bir gezgin/d/im
kurumaya yüz tutmuş hücrelerinde
yüküm alabildiğince sevda
olabildiğince nihavent
kelepçeliydi saçlarım yıldızların büyüsüne
yenik düştü ceylanların can çekiştiği kale’m
yıkıldı
sırlarımı saklayan bent
yıkıldı işte aniden
gözlerimin önünde sırça medresem
incisini yitirmiş bir midye
son nefesinde bir kelebek
nereden bilecek
bağbozumu olduğunu sesimde
nereden bilecek
mezarı eşilmiş bir ölüm
zehir olduğunu nefesimde
mahzun durur göğümde bulutlar
her gece yağmalanır düşlerim
bir dervişin yüreğindedir mahzen
güllerim esir
güvercinler bile inip kirpiklerime
hüznü kutsayacaklar
saf tutup bir bir
sırlı bir ayna gibi
kapanan gözlerime inat
ıssızlığa sığınmış
isli bir denizfeneri
yan/s/ıyor melal denizlerimde
nicedir parmak uçlarımda yürüyorum
adımlarımdan ürperen bir ceylanın
ruhu var bedenimde
kül oldu gemilerim daha ulaşmadan güneşe
tüm kum saatleri yanlış
yanlış bir âna işaret ediyor imsâk
güller acımasızca yoluyor dikenlerini
yasak bir yolda kaybettim kendimi
kehkeşanlarda yanacak bütün gölgeler
acı biraz, aşina kıl, yol göster
hangi elinde tutuyorsun geceyi
/ mai /
songülsezgindoğan