12
Yorum
20
Beğeni
4,8
Puan
977
Okunma
Vedat Türkali’nin ’’Kayıp Romanlar’’ kitabından esinle...
Ben şimdi
Üzüntünün resmini çizmeye çalışıyorum
Roman kahramanlarının elleriyle
Griden siyaha bin bir ton dökülüyor
Yüzümle birlikte
Esme
Yokluğu dil altı hapı seksene merdiven dayamış delikanlı yüreğe
Rüzgarı bereket
Aşkı kıble edinenlere
Bir sürü izm’in ortasında
Eşsiz güzelliği kalbinin
Geç kalmışlığımı anımsatır sevmeye
Gidilmiyor ki geçtiğim yollardan geri
Gençliğe
Elinde meyve tabağı
Birer ikişer atladığın merdivenlerin basamaklarına yapışıyor gözlerim
Gözlerimi ezip geçiyor ince bileğinin hayali
Ben yine bugünüme dönüyorum
Teklerken kalbim
Şu şarabı senle içmek varken balkonda
Boğaza karşı
Yazının tesellisine bırakıyorum yaşlı ellerimi
Ellerimden dökülüyorsun kağıtların beyazlığına
Ak gerdanın düşüyor aklıma
Esme
Yaşlı ömrümün soluklandığı durağı
Başka yolcular iner de kalır diye gövdende
Gövdemi siper edesim geliyor gençliğinin ateşine
Beni yak Esme
Beni yak tereddütsüz dudağının ucuyla
Yatağının ucundaki tabloya hapset sonra
Kedi gibi nankörüm aşkına
Bu yaşta
5.0
95% (19)
1.0
5% (1)