Değişik bir konu yine.
Ve, yazacaklarımız yine çoktur bu konuda.
Ama,
önce bu satırların yazarına bir kaç sözümüz var.
Ele aldığınız konular, işleyiş biçiminiz, hayatın gerçeklerini duygu ırmağında yıkayışınız, gerçekten inanılmaz güzel.
Gönülden hissederek yazıyorsunuz, samimiyetinizle okuyucuyu kendinize bağlamasını biliyorsunuz.
Eğer,
kelimelerin sihrini okumayı az buçuk becerebilen biri iseniz,
glenay şiirlerindeki gizemi çözmekte asla zorlanmayacaksınız.
Bu satırlarda kibir yok...
Bencillik, kendini beğenmişlik, yok...
İnsanları alçak görmek yok...
Alçak gönüllülük, samimiyet, temiz kalplilik, cömertlik, hoş görülük var...
Bu nedenledir çok sevilişi şiirlerinizin...
Bizleri bizlere, dürüstçe, cesurca, sade ve anlaşılır bir dile anlattığınız içindir sevilişiniz.

Şiir,
yine çok bilinen ama fazla dillendirilmeyen bir konuyu ele almış,
ve alışageldiğimiz üslupla okuyucuya sunulmuş.
Yine çok güzel ve ibret alıcı bir çalışma olmuş.

Bu noktada,
olaya değişik bir pencereden göz atmakta fayda var diye düşünüyoruz.

Sevmek güzel şey...
Sevdiğinin gözlerinin derinlerinde kaybolarak, bir koca ömür geçirmek...
Ama,
hayatın gerçeklerini baz aldığımızda, kazın ayağı hiç de öyle değil maalesef.
Kara sevda var ya,
insanın gözünü öyle kör ediyor, sevdiğinizin gözünüzde öyle büyümesine, olağanüstü görünmesine sebep oluyor ki;
yarın kavuşmaları yaşayıp, onun da sıradan bir insan olduğunu fark etiğinizde, inanılmaz yıkımlar yaşıyorsunuz.
Boşanma vakalarının büyük bir çoğunluğunun, severek evlenen çiftler arasında yaşanmasının sebebi budur işte.
Aşk olmadan yaptığınız evliliklerde ise, duygusal anlamda fazla bir beklentiniz olmuyor, saygı, sevgi ve hoşgörü aralığında yaşayıp gidiyorsunuz.
Bu noktada, Fadime Teyze ile aynı fikirdeyim.

Yok eğer kara sevdaya tutulmuş ve asla onsuz yaşayamayacağınızı düşünüyorsanız,
dünyanın bütün fırtınalarına göğüns germelisiniz.


Aşkınızın gücü buna yetmiyor ise, zaten mücadeleyi baştan kaybettiniz demektir.
Evlendikten sonra,
eski sevda ateşlerini alevlendirmek, sevgili ile bağlantı kurmak, mektup yazmak yanlış olaylar bence.
Önce boşanırsın, sonra sevgilin ile bağlantı kurarsın...
Sonuçta, sevdasına varamamış yine Müjgan...

Şimdi durumu nedir bilemiyoruz ama,
hatıralarında çokça mahzunluklar olduğu kesin.

Allah yolunu açık etsin, kader çizgisini en azından bu andan itibaren aydınlık kılsın diyoruz.




Bir tutam hayat tarafından 7/17/2013 8:34:26 AM zamanında düzenlenmiştir.

Türkan, Şahinde, Mügan ve Ümran...Her birisi kara bahtlı mı desem, bahtı karartılmış mı desem, ne dersem diyim bizim kadınlarımız. Her birinin hikayesi bir öncekinden beter. Bu ülkede sanki mutlu kadın yok gibi..İyi de mutlu erkek de yok gibi...Neden? O kadar zor mu ? Her kime dokunsan bir dokun bin ah işit.

Bir yerlerde bir yanlışlık var ama ne?

Neyse..Bu sorunun cevabını verebilecek en son kişi benim zaten...

Şiirler acı dolu hayatları anlatsa da oldukça güzel...Bence de bu seri devam etmeli.

Selam ve sevgilerimle.