2
Yorum
1
Beğeni
1,0
Puan
1862
Okunma

Küçücük bir köyde
Soğuk bir şubat günü dünyaya geldi.
İlkin elleri üşüdü sonra yüreği Hatice’nin.
Çırpındı isyan etti minicik bedeniyle
Bir el tepe taklak tutmuş
Şaplaklar atıyordu tenine.
Ne yapacağını bilemedi
Bir iki defa boğazından hırıltı geldi
Sonrasında çıkan sesten kendi bile ürperdi.
Yumuşacık, sıcak yuvası yoktu artık.
Buz gibi bir kundağa sarılınca anladı
Dünyanın ne kadar zalim olduğunu.
Korkma Haticecik dedi bir ses,
Yabancı değildi,
Kendini bildi bileli duyardı bu sesi.
Yumdu gözlerini, sustu.
Dünya denen mekânda ilk uykusuydu bu.
Sonraları öğrenecekti
Uykunun bir çeşit kaçış olduğunu.
Ve anasının bedeninden kopmanın acısını
Yıllar boyu çekecekti
Gündüzleri karşısına dikilen bu acı
Geceleri kabusu olacaktı.
Beklide uyumaktan vazgeçecekti bir gün
Ya da sonsuz bir uykuya dalacaktı…
Acıydı dünya
Yesen yutulmaz, yutsan hazım olmazdı.
Bilirdi Hatice kahpe dünyayı
Bu yüzden hiç hayal kurmadı.
O yedi yaşındayken bile kocaman bir kadındı.
Hayat ona çocuk olma fırsatını vermemişti ki hiç.
Ne kırmızı pabuçları nede naylon bebeği oldu
O’nun tek oyuncağı babasının sabanıydı.
Bir gün gelin ettiler Hatice’yi
Yaban ellere verdiler.
O zaten hep yabandaydı ki, hep gurbetteydi.
Bu yüzden olsa gerek hiç zor gelmedi hasret.
Bilirdi görevini ev içindeki yerini.
Zaten çamaşır bulaşık onun için iş değildi
Komşular da geliyordu kimi zaman.
Yaşlı anacığını da görseydi
Birde kocası sarhoş gelip dövmeseydi
Mutlu bile sayardı kendini
Yıllar sonra yine baba ocağındaydı Hatice
Kocası öleli on beş sene olmuştu
On beş yıldır bir başına yaşıyordu.
Yaşlıydı artık çalışamıyordu
Eskisi gibi komşuları da gelmiyordu.
Ne ekmeği kalmıştı yemeğe
Nede sobayı yakmaya odunu.
Gözlerini gezdirdi boş odada
İniltiyle bir süre dua okudu,
Sonra yumdu gözlerini, sustu.
Bu Hatice ninenin son uykusuydu…
Soğuk bir şubat günü dünyaya gelmişti
Sancılar eşliğinde.
Yine bir şubat günü
Terk ediyordu dünyayı sessizce…
2008-Üsküdar
Naciye ÜRÜN
1.0
100% (1)