2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2488
Okunma

Şimdi kelimeler de yetmiyor artık anlatmaya
Birlikte içtiğimiz o son bardak sıcak çaya
Buharı tüten peynirli poğaçalara olan özlemimi
Ve gözlerinden izlemeye kendimin iz düşümlerini
Çok özledim sesini ve sesinden dinlemeyi
Her yanı cennet ülkemin türkülerini,
Elinden Türk kahvemi içmeyi ve kapatmayı kendime çevirerek
Belki falımda da sen çıkarsın ümidi ile
Sonra günün herhangi bir saatinde apansız
Fısıltılar halinde kulağıma SENİ SEVİYORUM deyişini,
Her duyduğumda o cümleyi kalp çarpıntılarımı
Ve yüreğimden yüzüme yansıyan o tebessümleri
Hiç tanımadığımız belki de bir daha hiç görmeyeceğimiz
Sokakta yere düşmüş o çocuğun yarasını sararken
Gözlerinden akan yaşları ve duâlarını
Merhamet yüklü o içini çok özledim
Sinirlendiğinde surat asmanı ve sesini yükseltmeni
Kıskandığında Dünyayı bana zehretmeni bile özledim
Meğer ne çok sevmişim ben seni, içimdeki Mesut’a bile anlatamadan
İşte o yüzden adını AŞK koydum senin
Bırak hep öyle kalsın...
5.0
100% (1)