5
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1579
Okunma

Gecede miyim gündüzde mi
hangi dönencede nasıl bir
iklimdeyim..
zamanın neresindeyim
bir kimliğim var mı
bu garip yolculuğun hangi
durağındayım
bir düş bir serap mı gördüklerim
bilmiyorum..
ölüm uykusunun esrarlı
aralığındamıyım
yoksa..
dünle bu gün arasında gidip geliyorum
ara-sıra..
Dünyalar güzeli genç bir kadın beliriyor
gözlerimin önünde..
Ak sütüyle emziriyor bir bebeği..
ninnilerle yürütüyor tıpış tıpış
en has duaları sıralıyor gözleri nemli..
Helalinden yediriyor çok yakışıklı bir adam
elindeki sıcak taze ekmeği..
Gurur duyuyor kızıyla yaşadığı sürece..
kaparken gözlerini onun kollarında
Allaha emanet ediyor onu yalnızca
onurunu şerefini bırakıyor miras olarak da..
Meleklerden de melek annesi
ne bilsin dünyanın bile yerinde
durmadığını..
döndüğünü..
Bir sabah ezanında ve kızı baş ucunda
göçüp giderken melekler katına..
dünya durdukça sen dur! diyor kızına..
Kız dünyadan habersiz çaresiz..
ve dünyalar kadar saf temiz..
Hiç sevmiyor bu sürekli dönen dünyayı
hele ki dünyayı dört dönerken çığrından çıkan
insanları..
Annesinin duası kabul olmuş besbelli..
kız çakılıp kalıyor dünyanın orta yerinde..
oysa dünyanın tüm ağırlığı onun o yorgun
bedeninde..
Ağırına gidiyor böyle bir dünyada yaşamak..
Üstelik o bir Devrimci!
Vaz geçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni!
diyor çok umutsuz bir anında..
ve dünyaca ünlü şair yazar ve düşünürün
bu çok sevdiği ve ezberinde olan 66. Sonesini
yazıyor bir vasiyet gibi..
Dünya hali işte..
Ne bilsin el insanı senin dünya halini..
Sen bu şiiri çalmışsın!
diyor..
ve hem dilini bağlıyorlar hem ellerini..
Üzülme! diyor dünyanın öteki ucundan bir ses:
Sanatın dili bağlı değil mi sizin memleket memleket olalı beri..
Bir başka boyuta geçiş yapacağını anlıyor..
yazdıkları çizdikleri eylemleri kalacak ardnda ..
Gülümsüyor..
(Anneme ithafımdır)
5.0
100% (2)