9
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
2275
Okunma
Bir orman
Binlerce ağaç
Ne güzel diye
Düşündüm içimden
Dolaştım içlerinde
Özgürce
Neler neler geçirdim aklımdan
Ah!
Bu bildiğimiz bir orman değildi
Ağaçlar yürüyor
Ve anlamadığım sesler çıkarıyorlardı
Olanlar gerçek miydi?
Bilmiyordum…
Yürümeye başladım…
Üzerimde bir bulut dolaşıyordu
Kara/kapkara
İzleniyor hissine kapıldım
Bir an bulutun kırmızı, öfke saçan gözleri
Var gibi geldi
Gibi değil
Vardı gerçekten
Kuytu bir yerde
Uzun tırnakları olan siyah elleriyle
Saldıracaktı sanki
Bir ağaç yanıma geldi
Sonra diğerleri
Korumaya alıyorlardı
Dalları ve kökleriyle
Şarkı söylüyorlardı şimdi de
Hep bir ağızdan
Anlamıyordum
Söyledikleri dil başkaydı
Dikkat kesildim
Anlayabilmek için
Çabamı gören
Genç bir ağaç
Yanıma yaklaşarak
’Öğretebilirim dilimizi’’ dedi
Başladık çalışmaya
Anladım ki;
Bu acının diliydi
Ağaçlara
Daha dikkatli bakınca
Gözlerinin olduğunu fark ettim
Ve yaşlar akıyordu gözlerinden
Kan rengi yaşlar
Ve ağızlarından dökülenler
Tanıdığımız insanların adıydı
Ölü insanların
İçimden geçenleri
Okuyorlarmış gibi
Ağaçların hepsi birden
Hayır! Hayır!
Onlar ölümsüzdür
İşte aramızdalar
Bak şuradaki sedir ağacı
Abdullah Cömert
Şu köşedeki çam
Ethem Sarısülük
Kendi başına duran defne ağacı
Mehmet Ayvalıtaş
Ve gelmekte aramıza yenileri
Ağaçların bu duyarlılığı karşısında
Utandım insanlığımdan
Utandı dağ
Utandı deniz
Bir tek o utanmadı
Kendini tanrı sayan baştapılan
gülsüm öztomurcuk/ersin başeğmez
25 haziran 2013 21.40 _ antalya/izmir
maviege/çaysız_şekersiz ve bademsiz
5.0
100% (9)