4
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2472
Okunma

Kapı duvar çekmişler ay yüzüne
Demirden dudakların
Çelik köcek vurmuşlar diline
Ses vermez söz geçirmez camların
Gamsızsın bilirim
Umuruma kurşun sıkılsa
Kıpırdamaz telin
Yüreğine buzhane kurulmuş
Alınsa canım
Düğün dernek kurarsın
Misafir edersin morghanende
Oysa ümitlerim vardı
Cana can katan nefesinden yana
Benim olmadan mahşere de varmadan
Sustun ecele beş kala
Sustun ve geceyi örttün üstüne
Kızıl elmamı kaybettim
Henüz fikrimin döl yatağına düşmeden
Ülkülerim bir bir vurulurken yüreğimde
Gidişin zebaniler kadar soğuktu
Kaç zamandır neredesin çocuk
Kimin göğünde salınır uçurtmaların
Kimi eğler nağmelerin, teranelerin
Susarsan şairler şiirler ölür
Ceylanlar bir daha inmez su içmeye
Dar geçitler aman vermez
Nazlı yâre varmaya
Gönlündeki küllenen ateşe azıcık su ver
Parlasın, Mesihi misafir eden göklere varsın
Şimdi bir çoban yalnızlığındayım
Demli kaval sesinde
Yüzüne hasretim ,üşüyorum
Gözlerim kıvrılan yollarda
Minik adımlarıyla bir dev beklemekteyim
Kuş uçmaz kervan geçmez bu gurbette
Rüzgar donduran
Yalnızlık resitalindeyim
Gölgeni bile bırakmadan gittin
İflah etmez bilirim nedametim
Kınalı kuzumu kaybettim
Kınasız şiirler içerisinde
Şimdi sürüsünü kaybeden
Bir çoban yalnızlığındayım...
5.0
100% (3)