0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
977
Okunma
Buhûr
Sararmış bir hazan dalıdır
rüzgarla sallanır durur namevcut bedenin
öyle hasretle dolu çaresiz
gelmeyeceğini bile bile
her akşam indiğim o sahilde arar dururum izlerini
bir gün çıkıp geleceğini düşleyerek
hayali fener misali gezinirken odalarda aynalarda
gördüğüm hep iki yüz biri neşe biri hüzün
loş ışıkları saksı çiçekleriyle dolu terkedilmiş konakların verendalarında
hikayemsi masalımsı fısıltılarla
adeta seslenirsin kısık sesinle
ay vaktidir
ay bana bakar ben aya bakarım
süzülür bulutlar
yüzün belirir hüznün rengiyle
keder gelir oturur içime
hatıralar sarar ince bir tül misali
sarar her yanımı
dinlerken sessizliğin sesini
sesin çocuk sesi gibi coşkulu öylesine sevecen
seni sevmek başka bir şeydir
zikirdir ibadettir
çiçekler neş-vü neva ederken sesinde
aniden tebessümün belenir hüzne
seni sevmek ezberlenir
sev diyen rabbime hatim indirir gibisine
sararmış bir hazan dalıdır ince narin bedenin
geçmiş bir yazın bir Haziran sabahında
sallanır durur rüzgarda namevcut bedenin
offlar çekerim
kokular gelir yaz bahçelerinin iğdelerinden
renkler havuzlar fıskıyeler
bir serinlik bir hoşluk gelir ki
uzanır tutarım ellerini
tarifsiz bir heyecan sarar içimi
sonunda öyle çok dilediğimden olacak
bir gece girersin rüyama
sarılırım hayaline
el ele
yürürüz mabedimize
yan yana sandukalar içinde
yüzlerimizin
balmumu renkleriyle
dileklerimiz için
çaput bağlarız mazinin dallarına
günnük kokuları içinde
21/Haziran/2013/Cuma/Bodrum
Yüksel Nimet Apel
5.0
100% (2)