4
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1155
Okunma
gözleri dünyayla kirlenen her dimağ gibi
masumiyeti çeyiz sandıklarının dibinde bıraktık
çoktan ölmüş olan saadetin ardından
dudaklarımızla kaç sigara yaktık
kehanetler,beddualar,helalleşme fasılları,tevbeler ve pişmanlıklar...
kara bulutların yağmur haberciliğine inandık içimiz kararsa dahi
insan bir kez kör inanırmış sonra görerek inanırmış ya hani
hangi öğretiden duydumsa artık bunu...
artık körlüğüm de aşkla yitip gitti
fakat yine de yeni hayallerin içinde gayet şık durduğumu gördüm
poz verirken denize...
hala yakın gelmiyor değil beyaz gelinlikliler ülkesi
beyaz gelincikler gibi de değil üstelik zaten artık
gayet de oturduk hayallerimizin koltuğuna
sigarayı da bıraktık,hesaplamaları da...
çünkü yasaklandı benim hüzünlenme ihtimalim
buna içten içe sevindim ama ondan gizli hüzünlendim
ne yapabilirdim meyyalim biraz hüzne
hastane beyazlığını,azraile olan öfkemi,
sonra platin demirlerle ertelenmişliğimizi...
ise hiç anlatmayacağım
çünkü yaşamak başlıbaşına velinimetken
ve kıymettar bir hazineyken yatıştırıcı gülüşü yarimin
yarımın onda biri etmez hüznüm
sadece korktum
dokunduğum bir elin daha yanmasından
korkma dedi ölmedim dedi geçecek dedi
bak bir pazar daha geçti dedi
Adam,
Sana kavuşmaya geri sayarken-bilmem kaç şafak vaktidir kalan
Düşlerimi yakana iğnelerken de söylemiştim:
"Zaman hiç bizim istediğimiz gibi akmaz"
Bir pazar daha geçti
Bir pazar daha düştük hasret hesabından
Kaldı bilmem kaç pazar daha...
Sabredelim sevdiğim
başka bir yol biliyormuşuz gibi
5.0
100% (2)