Ağır bir metal gibi gök
Hepimiz bu metal fanusta mi hapisiz?
Hayır, "ben daha elit bir hapisane isterdim" mi aaaa!
Yalan akıyor, çamura bulanmış gökten
İrin, kan ve göz yaşı sanki..
Biraz ah, vah ve inleme ile karışık
Her şey kıyamet provasına yakışık

Bir seni aradı gözlerim bu hengamede
Dokunsam tutacak kadar yakındın
Boşlukta, adını seslendim
Çıkmadı sesim, duyulmadı ya da...
Hangi gerçeğin içindesin ya da hangi rüyanın???
Hey adam, seni alıp getirdiğim bu sunturlu yerden
Göğe bakacaktık hani!
O gök, bu gök değil mi diyorsun?
Gitti mi maviliği gençliğinin?
Geçti mi kalbinin derin coşkusu?
Söylesene, nerede bıraktın beni?
Oradan alabilir miyim artık kendimi?
...
Yüksek müsadenle çekiliyorum yalnızlığından
Işığımın yetmediği karanlığın, ışığımı söndürdü.
Yetmedi, kurşun grisi, katran karası renkler çaldı yüreğime.
Sahi, söylesene nerede bıraktın beni?
Oradan alabilir miyim artık kendimi
Bir bașınalık, bir başına olur çünki...