19
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
2967
Okunma

Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,
hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol,
öfkede ölü gibi ol,
her ne olursan ol,
ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol
A kardeş, keskin kılıcın üzerine atılmadasın, tövbe ve kulluk kalkanını almadan gitme!
MEVLANA
KARDEŞLİĞİMİZİ Mİ YONTAR KAHPE ZAMAN
Mezopotamya’nın kurak teniyle sevişen güneşe
Henüz hiç bir çocuk
Masumiyetinin hasadı olan gülüşlerini toplamadı
Yurdun doğusu, şarapnel parçası
Ve anaların gözyaşı, ırmaklar gibi çağıldar
Yıllar geçti
Ne dökülen kan kininden
Ne yalçın dağlar, sert yelinden vazgeçti
Oralarda evlatların saçları kekik kokar
Her kış çıplak ayakları değildir üşüyen
Eksilen kardeşliktir üşüyen
Üşür işte, ışığa yürüyenler
Türkülerinin dört yanı feryattır
Işıklar sönünce
Evlerin damına acı sesler düşer
Gökte yıldız kaymaz
Üstelik,
Göğün karanlığını roketatarlar yırtar
Aynı kanın çocukları
Zıt mevzilerde pusuya yatar
Ve mutlaka kanın kokusunda birkaç akbaba bekler
Evler köhnedir
Saatler aydınlıkta bile geceye gebedir
Yaşlıların sarı benzi
Köy kahvesinin tütün dumanından değildir
Acı acı damlayan çalınmış zamanlardan…
Artık isyankar nefesleri susmuştur
Titrek, nasırlı ellerinin ardında
Tek solukluk ciğerleri
Umuttan uzak birkaç hikayeleri vardır
Hasbel kader deyip kabullendikleri…
Oralarda,
Kadınların zılgıtları karadır
Gelinlerin duvakları kan kızılı
Doğa kadar renkli olsa da fistanları
İçlerine giydikleri acıdır astarları
Kapı eşiğinde bekleyen keder
Yaşlıların kırışıklarıdır
Hasret ki,
Sonlandırılmayı bekleyen, ümitsiz yara…
Geriye kalan tek kahkahaları
İnce bir tebessümdür
Yine de,
Karın üstünü örttüğü tohumdur umutları
Bitmeyen, tükenmeyen…
Yirmi bir günün el ele tutuştuğu ayda olsa
Bahara kavuşmaları
Ateşler içinden geçmiştir nefesleri
Soğuk ırmaklarda yıkanmıştır yüzleri
Onlar ki,
Kardeşlerimiz
Alaca tarlalarına barış ekerler
Orada toprak bile karışmışken kayalara
Söyle!
İnsanoğlunu, nasıl ayırırsın parçalara
Nasıl ?
26.04.2013
NURGÜL OCAK
5.0
100% (25)