65
Yorum
65
Beğeni
5,0
Puan
4440
Okunma


Kızıl akşam güneşi öperek ensesinden,
Tenine dokunmadan uğurladı gündüzü.
Bir şarkı mırıldandı yıldızlanan sesinden,
Umutlandı parladı ayın karanlık yüzü.
Güzellikler içinde ben neden divaneyim?
Kör ışığa muhtacım, yaralı pervaneyim.
Kartallara seslendim; “Uçup durma bana yan!”
Dert, çivili yorgana, sarar beni Er Rahman!
Güle yanan bülbüle ne verir altın kafes?
Kaldı ki etrafımda kalın demirden ağlar.
Çınlarken kulağımda ölürüm binlerce ses.
Yükümü kaldıramaz şehri kuşatan dağlar.
Sizin hiç benim gibi içiniz kanadı mı?
Güvercinden tüy alın onarın kanadımı.
Tarumar etti yine hasret kaldığım sılam,
Lav içinde kavruldum görüyorsun Es Selam!
Yastığım bir top diken, yatağım beton sanki.
Gece yattığım ranzam kızgın çelikten tabut.
Beynimde kaynar durur milyonlarca çelişki.
Ateş koynunda ömre yakışır mı hiç sükût?
Çıkarın caddelerde dolaşayım, koşayım;
Özgürlük sen neymişsin deyip ben de coşayım.
Delirmek işten değil koğuşum sanki kabir,
Halim sana aşikâr imdat eyle El Habir!
Yeşilırmak akıyor gözlerimden bu gece,
Yalı boyu evleri görürken tatlı düşler.
Şehrimin her karışı, sular değil sadece,
Dudağıma yapışır abartılı gülüşler.
Kurtulmak istiyorum, bu duvarları yıkmak;
Harşena’yı seyretmek ya da Kırklar’a çıkmak.
Yaşamak tek arzumdu sükûnetten âcizim
Sustur artık dilimi muktedirsin El Azim!
Kolay mı sanılıyor, çekilir mi bu belâ
Parçalarım kendimi bir an hürriyet için.
Kumlarda kuruyorum hapishane Kerbelâ.
Hâlâ bilemiyorum bana bu ceza niçin?
Sokağım canlanıyor gözümde inledikçe,
Derdimi anlatamam versem yüz bin dilekçe.
Duvarlar arasında kayboldum, oldum zelil.
Güneşe erişeyim, kurtar beni El Celil!
Pirler’ de dua etsem, yalvararak Allah’ a
Bağlarımı çözer mi bir gün Selamet hatun?
Serçoban’ da inlesem erer miyim sabaha?
Alnımdaki çamuru temizler mi hiç sabun?
Sızlansam ağlayarak Mir Hamza Nigâri’ de
Suçsuzum inan desem kalır mıyım geride?
Acılar içindeyim, olur mu bir gün sabah?
Bu darlıktan kurtarıp refah bahşet El Fettah!
Yalvarırım secdeye kapanarak El Cabbar!
Ulaşayım evime gülücükler saçmaya.
Elbet günahım da var, olsam affına mazhar,
Haykırayım istersen kapıları açmaya.
Ya İlahi, sabır ver bu dertten kurtulayım!
Kaybettiğim huzuru yeni baştan bulayım.
Ellerime yerleşsin kayıp giden her ümit,
Ya azat et, ya öldür ne olursun El Mümit!
-------------
-------------
Yakarış --1
Ey, gökleri ve yeri yoktan var eden Rahman!
Bu âlemde bir hiçtim, kudretinle yarattın.
Acılar içindeydim, sendin derdime derman
Doğmak mıydı günahım üzerime nâr attın?
Ecrâm u ecsâm sana her zaman zikrederken
’Bu gaflet uykusu ne, hani duanız?’ derken
Titreyerek uyandım, işte bu sabah erken
Şöyle baktım çevreme, bu ne muhteşem tasvir!
Kim kopya edebilir, bu resmi El Musavvir!
’Ol!’ Emrinle var oldu, yeri yeşerten güneş
Bilirim karanlıklar, tek emrinle kayıptır
Hiç olur mu gökte ay, gecelerde güne eş?
Görmezlikten gelirsem, affedilmez ayıptır.
Mutsuzluğa gark etti, korkutuyor hasletim
Merhamet et, ben garip, ben öksüzüm, ben yetim...
Yardımına muhtacım, şekva değil niyetim.
Ölmüşe can verensin, ölü eden diriyi...
Beni artık canlandır, yalvarırım, El Muhyi!
Açılan yüreğimle, boşalan gözyaşımla
Cemalinden süzülen nur katreleri gibi
Bütün varlığım ile bu çileli başımla
Secdeye kapanarak sana geldim, Yarabbi!
Kabul eyle duamı, bağışla günahımı
Ne olursun duy artık, çektiğim bu ahımı!
Gölgelerden uzak kıl, gelecek sabahımı
Günahına mani ol, dilimin ve elimin
Beni sensin koruyan, sahip ol, El Müheymin!
Acziyetimi basıp, ateş düşen koynuma
Eyyup sabrını sarıp, tevekkül hırkasıyla
Geldim işte kapına, tüm vebalim boynuma...
Yakarıyorum sana, duaların hasıyla.
Senden korkum nâr değil, uzak kalmak sevginden...
Gönderdiğin kitabın doyumsuz ahenginden...
Uzak kalmak, cennetin cezbedici renginden...
Sebebinden gafilim, tükendi tüm mecalim
Bildiğin gibi kurtar, bu çileden, Ey Âlim!
Kudretinden daha çok bahşet derman hediye
Göğü inleten ahla durmadan yalvarayım
Kalbimden taşan aşkın daha da yaksın diye!
Bir yüzü ak kulunum karadan da karayım
Ar ederim önünde diz çöküp yalvarmaktan
İçmeye yüzüm yoktur şerbet akan ırmaktan
Muhtacım vuslatına usandım bu firaktan.
Yarattığın bu kula sensiz yaşamak haram...
Nura gark et kalbimi Zül Celâl ?i Ve’l ? İkrâm!
Gün gelip can verirken, eksik koyma suyumu
Ki içimi kavuran, mahveden ateş sönsün!
Şavkınla ışıklandır, ıssız çölde kuyumu
Ki mekânım zindandan, huzurlu köşke dönsün!
Rahmeti gazabını aşmış olan Güzel Yâr!
Tutunduğum dallardan hani elimde ne var?
Dünyanın ateşinden imdat eyle sen kurtar!
Bilirim cürmüm büyük, değil yalvarmak haddim
Yardımına muhtacım, el uzat El ? Mukaddim!
Ya İlâhi! Zikrinle çağıldarken bu pınar
Çağların kirlettiği ruh bedenim arınsın
Yaralarım çok derin, yaşlı yüreğim kanar
Hayata çizgi çeken kulun sende barınsın!
Ya İlâhi yıprandım, yoruldum kederimden
İsyanıma pişmanım, bu kötü kaderimden
Bak yine mağlup olup döndüm son seferimden
İstikbalim elinde, her cefana eyvallah!
Ak pak eyle ruhumu, çare sende, Ya Allah!
AFET KIRAT
5.0
100% (60)