1
Yorum
2
Beğeni
4,8
Puan
1146
Okunma
susmak istedikçe her şeyi avazım yükseliyor
bir gemi yol alıyor içimin denizinden
bir ip kopuyor
bir fırtına
bir kıyamet
ağlamak istedikçe bir gülüş vuruyor ağzımın kıyılarına
bilmelisin gecenin de bir rengi var bir duvarı bir duvar saati
ve durmadan tırmanıyor akrep ile yelkovan hüznün yokuş sırtını
o an meydanlara koşmalısın diyorum
uğultulara
içindeki denizi bir ırmağa açmalısın diyorum bir çoban yıldızına ya da
bir bayrak gibi çekmelisin karanlığın vahametine gözlerini
sıkarak yumruklarını ve kanatarak dişlerini
o an anlayacaksın sevgilim işte tam da o an
hayat bir karanfil kokusu bir yusuftutan kuşu bir denizin dalgalanışı
hayat içli bir iç çekiş
bir kırmızı gülüş
başlarsın denizci çocukların şarkısını ıslıklamaya
kendini kendi yalnızlığından sakındığın zaman
şarkıdaki nakarat da yalnızdır dudağındaki ıslık da
sazın en kırık yeridir en çok yalnız olan belki de
rehvan rehvan kanayan bir at
dalgın bir gelin
vurulmuş bir gerilla
ve yalnızdır gözlerim dağbaşında vurulmuş vakur bir asker koştururcasına
yaşamak ve ölmek iki ayrı renk ikiz duyum eşiği
susmasam bulaşacak sesime mutlaka
durmadan çoğalan insanların ve kuşların yalnızlığı
ve ağlatacak beni de mutlak bir hüznün sesime meftun griliği..
5.0
80% (4)
4.0
20% (1)