26
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
1790
Okunma

başlamış hafif hafif güz esintileri
ektiğini toplama zamanı tam
elmalar dalında olmuş sallanırken
çürükler dökülürken yere
toprak üstündekileri dökerken tek tek
karnı burnunda annem
hem eve, hem bahçeye koştururmuş
bir eşekleri bile yokmuş daha
babam yüklenirmiş iş dönüşü sırtına
topraktan çıkanları
nohutlar dövülüp, savrulup çıkartılmış
mısırlar son deminde
fasulyeler sararmaya yüz tutmuş
bir karığa su salarken
annem sancılanmış!
çömelmiş ark başına
abaa yetiş!
sancım geldi!
doğmadan atılmış ilk boğum anne karnında
bir ceninken belirlenmiş kimlğim-kız
ayrılmışım bir tarafa solda
sağda erkekler güle oynaya gelirken
sevinçli zırlamalarıyla
ciğerlerim sökülürce ağlayışım
ters gelişimden değil
uzaktan seyretmiş babam
bir lokmacıkmışım
kapkara saçlar, sonra kumral, tekrar kara
teyzem kucağına almış çocuklaşarak
- bak enişte, ne güzel bir kızın oldu, alsana kucağına
babam utanmış, başını eğmiş
eskinin adamıymış
bakmış bir göz ucuyla
sonra tenhalaşınca hastane odası
kucağına almış beni
kulağıma ezan okumuş
adımı koymuş:
- Nazik, anamın adı, ağzımın tadı demiş
kaç boğum olacağını bilmeden boğazımda
açmaya çalışmışım gözlerimi
öyle bulanıkmış ki dünya
sonuna dek hep açacakmışım gözlerimi
şaşırarak
her bir boğumla karşılaştıkça!
26. 4. 2013 / Nazik Gülünay