6
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1637
Okunma

her an savaşa hazır asker gibiyim
zamanın kapısını zorlayan
o kadar düşman var ki...
yorgunluğumun
tenimden sızan kokularını gizlemekten yoruldum.
her gün bir çukur kazıyorum
gözlerimde yavaş yavaş solan
renklerimi gömüyorum içine
kelimelerim hitaplığını yitirmiş
can çekişmeleri inletiyor beynimin her yerini
kan sızıyor her gece
gecelerimi bölen rüyalarımdan.
karabasanlar hazırda bekliyor
yastığımda kalan kokunu alacaklar
korkuyorum.......
ah.. keşke bir atımlık gülüşünü bıraksaydın ya
bıraksaydın da cesaretim olsaydı
ok gibi fırlardı kirpiklerim o zaman
parçalanmazdı böylesine göz kapaklarım
ve bu kadar acımazdı kalbim
güneş doğarken odama
çığlık çığlığa çarpmazdı duvarlara yokluğun.
terkedilmiş bir şehir nasıl kokar bilir misin ?
üşüsür, üstüne çöker çakallar
yalnızlığının boş kalan avuçlarını yalarlar
gözlerine yapıştırdığın hayallerini kazımak için
çıkmaz sokakların karanlığını beklerler
ne tuhaf.....
o an, aklıma ilk gelen SEN
duyduğum tek şey kokun olur
ki SEN....
giderken benden, bu is kokan şehirden
korkularını da koymuştun valizine
cesaretini de bırakmıştın boş kalan çerçevene.
bazen belli belirsiz
ayak seslerin geliyor kulaklarıma
sana benziyor sanki her adamın gölgesi
bakıyorum...öylece bakıyorum
yüzlerinden sakallarına akıyor
üstüme yıktığın kininin şuçları
adı bile /yalan / olan ayrılığın pençeleri
ciğerlerime kadar geçiyor
SENSE, hala şehrinin sokaklarında
damgalıyorsun beni
şuçsuzum biliyorsun
şimdi öyle bir rüzgar essin istiyorum ki......................
kokumu, ruhumdaki tüm işkencelerinle sana getirse
içine de azıcık hasretimi eklese
DAYANABİLİR MİSİN Kİ YÜREĞİNDE HİSSETMEYE....!!!! /NergizA/
5.0
100% (3)