6
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
2430
Okunma

ben çocuktum
ellerim masanın üzerine uzanmazdı
sandalyeye iki yastık koyardı babam
zeytinleri yakalayayım diye
plastik oyuncaklar alırlardı yaş günümde
öyle sıradan bir kaç hediye
sabahları ekmek kokardı babam
sıcak ekmekleri aldığı gibi fırından
teryağı erirdi ekmeğin dumanından
annem elimi yüzümü silerdi
lastikli donlarım vardı orlondan
arkadaşlarım gelmezse oyun oynamaya
aklımdaki arkadaşlarım çıkardı ortaya
"Mustafali Güli" benim hayal arkadaşım
adını ben koydum
yüzünü ben çizdim
benim boyumda olsun istedim
benim istediklerimi istesin istedim
bakır sahanda kırılan yumurtaların biri onun için.
soluk bilyeler ve tekeri kaybolan arabalar onun
sağlamlar en güzeller benim
o da öyle isterdi zaten.
beni kırmayan,yormayan arkadaşım
istediğim zaman ortaya çıkan
benim yerime komşunun camını kıran
benim için Nejlaya öpücük konduran
yatağımı her gece ıslatan
oyuncaklarımı kıran “Mustafali Güli”
dişlerini fırçalamayan
haylaz çocuğum
aklımın köşesindeki tahtında
uyuklayıp büyüyen
arkadaşım "Mustafali Güli" öldü.
ben büyüdümde.
Hatırlanmayanlar ölürmüş demek
Unutulmakmış aslında hakiki ölmek
5.0
100% (6)