3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1064
Okunma

neredeyim bilmiyorum
tek bildiğim sözlerini jilet yapıp
kesiyorum damarlarımı
akıtıyorum yavaş yavaş
kırmızıya boyuyorum tenimi
satıyorum cümlelerimi
tek alıcısı olan sana...
şeytana ayrılık saatlerini verdim sadece
vakti gelince, dolasın yüreğime ipi
assın beni diye
itiraz dilime dolanmaz merak etme
suskunluğa mahkum etmemiş miydin beni
tek bir savunma bile almadan
_________öylesine çekip gitmiştin işte....!
yüzüme düşen sarı hüznümü soruyorlar
gecelere isyanlarımı...
ciğerlerimi parçalarken yokluğunla
gözlerimden akan şarap rengini soruyorlar
diyemiyorum ki onlara
asılsız ihbarlara mahkum edildiğimi
duramadığım odamda
gecelere karışırken
beni nasıl yabancı tenlerde idam ettiğini
diyemiyorum ki onlara...........!
______fikrim bile ihanet edemezken sana
yüz sürdüğüm o kokunu nasıl silerim başka tenlerde______
satmadım ben seni adam
üç beş kuruşluk düşlerin ardından gitmedim
yalnızlığıma değişmedim ela gözlerini
başka masallar okutmadım kulaklarıma
sensizliği duyurmadım
başka kitapların başka kahramanlarına.
biliyorsun...
ruhum iki sayfa arasında kaldı
tıpkı, suskunluğuna hapsettiğin ben gibi
söylesene nasıl bir yalnızlık bu..?
varlığınla yokluğun bir ikilem
baksana çığırtkanlar etrafta dolaşıyor
satır satır seni bana akıtıyor
ne zaman unuttum desem
sayfalar arasından kokun sızıyor
özlemişim be adam...!
başka şiirler beni ısıtmıyor
hepsi yaban, el kalıyor
Git adam git....!
sen beni üç beş yalana sattın ama
geride bıraktığın satırların hala koynumda
belki bir gün açarsın yeniden o kitabı
silersin üzerindeki tozları
can kesiklerini iyileştirirsin
nefesim yetmiyor artık
boğazımdaki ipini de çözersin
kim bilir...?
haksızlık mı, yalnızlık mı kahreden?
bizi böyle ayıran ne haybeden?
direnişimin son sözcükleri bunlar
ya güldür beni,
ya da kondur artık dudaklarıma ölüm nefesini....! /NergizA/
5.0
100% (4)