2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
3002
Okunma

umutsuzluğunda umuttur o evlat kokusu,
yüreğin hüzün çıkmazında demlenirken, ayaz gecede..
karanlığa inat,iki ışık yakar o iki inci tanesi,,
adım adım,yorgun yaklaşırken bilinmezliğe.
bildiğim sensin,,,
o kral babanın tek prensesi...
an gelir iç çekişlerinde fırtınalar kopar amansız
gören olmaz...
kördür merhametsizliğin gözleri,
suskunluğun çığlık çığlığa yırtar ciğerlerini de
duyan olmaz...
yüreğini kapatmışların kulağı duymaz,,
gün ışığında gözkapaklarını aç/a/mazken, dörtbiryan karanlıktır sana
evlat evlat diye feryat figan dillenir de inci tanelerin
sual olmaz...
halinden sual sorulmaz,,
kör sağır, halden anlamaz...
.....
evlat ....
saçlarında bir tutam hüzün kokusu
gözbebeklerinde hüzne aşk
yüreğinden çığlık çığlığa sığamayışlar bedenine
yokluyorsa sessiz sedasız sorgusuzca,,,
KORKMA...!!! ..
hüzün ben,soluk sen ,,
varsın buyursun gelsin..
hüznü olmayanın yüreğinde,merhametin tohumları yeşermez,,
merhametin yakışmadığı bedenin gözlerinde,
sevda türküleri söylenmez...
dillenir de sevdam dillenir
diyar diyar yazarım gece ayazlarına
huzur , gelir, çöker.....
soluk alışlarıma....
......
derdi dertsizlik olmayan yüreklere hüzün yakışmaz..
hüznü yüreğime yakıştırana şükürler olsun.
5.0
100% (3)