4
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1404
Okunma
Bugün bir garip oldum
İşten kaytardım, aldım kalbimi yola koyuldum
Galata köprüsünde balık tutan adamları seyrettim
Denize daldım, ışığın dalga ile dans edişini seyrettim
Hiç böylesini görmemişti gözlerim
Yakamozlarda parıltılar vardı
Vapurun siren seslerinde, martılardan şarkılar dinledim
Yürüdüm işte…
Emin önünde ekmek balık yemedim
Turşu içmedim, kestane almadım, sen yoksun diye
Sen yoksun diye canım hiçbir şey istemedi
Güvercinli caminin basamaklarına çömeldim
Bütün yemleri attım güvercinlere senin için
Biliyordum sende olsaydın hepsini atacaktın
Telaşlarını seyre daldım, seni hissettim o anda
Senle veya kendimle konuştum bilmiyorum
Yürüdüm işte…
Aya Sofya ya, sultan ahmede doğru yürüdüm
Bir şeylerden kaçarcasına, bir şeyler ararcasına
Sarnıca gittim, hiç bensiz beni bırakmadın
Ağlayan sütünün narından sana seslendim
Suyun damlalarının sesine takıldı kulaklarım
Her damla düştüğünde ruhunu hissettim
Üşüdüm loş karanlığında
Sana dokunmak senle konuşmak istedim
Sana doya, doya bakmak istedim
El ele yürüyen sevgililerin ardında bakarken
Göz göze olan güzellerde vardı, hiç biri görmedi bendeki seni
İçimde derin bir özlemin sızısı vardı
Ruhunun güzelliğinde kayboldum
Yürüdükçe bir çocuk gibi büyüdüm
Büyüdükçe kayboldum kendimde
Her yanda çiçekler sana gülümsüyordu
Her madde güzelliğini kıskanıyordu
Bir taksinin önünde geçerken canımda kendimi gördüm
Sen yoktun
Uzun, uzun baktım, sen yoktun bende ben değildim
Saçlarıma dokundum, yüzüme dokundum
Biraz tanıdık geldim kendime sadece
Ne garip bir duruş, bu gözler, bu yüz hiç benim olmamıştı
Neydi benden süzülen bu ifade, hani sen nerdeydin
Ya ölmüştüm, ya yeniden doğmuştum
Oysa yürürken hep senle konuşmuştum, yâda kendimle
Ya hep benleydin, yâda ben kendimi hep senle avuttum
5.0
100% (6)