2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1974
Okunma

anlayabildiklerimi yazıyorum sadece
Ş a h m e r a n
duyabildiklerimi
hissedebildiklerimi
Dicle’nin serin yamaçlarında
bir ağacın gövdesine sarılarak
hayâl meyal yaşayabildiklerimi
Fırat’nın öfkesi kadar değilse de
kızgınım kırgınım herşeye
hani aşk büyük bir yanılgıydı
zaaftı yanlışlıktı senin için
ihanete uğrayacağını bile bile
belki de acılar hep aynıydı hayatta
ben şimdi nasıl anlatırım
dağlardan gönlüme inen ceylanlara
saflığı masumiyeti
inan hiç sevmedim Ş a h m e r a n
benimkisi
kuyuya atılan Yusuf ‘un çaresizliği
artık
seyduna türküleri de dinlemiyorum
çünkü efsaneler çığlık atıyor her bir tarafta
yolumu kaybediyorum çöl fırtınalarında
bedeviler susuzluğuma aldırmadan
Mekke’ye sürüyorlar kervanlarını
oysa
hiç mi görmüyorlar bu garip dervişi
Medine mihrabına asılmış bedenim
aslında kaybettiğim sende bulduğum kendim
bu nasıl bir dünya Ş a h m e r a n
hangi anadan yeniden doğayım
hangi topraklarda şiirlerimi yazayım
sen söyle
ummanlara çağlayan nehirler misâli
hangi deryalara kavuşayım
ben sevgisiz bahçelerde çicek açmak istemiyorum
ne olur anla beni
şarlatan kalabalığın içinde
sahipsiz bir zühreyim
tut kolumdan savur beni
Kaf Dağının ardına
evet görüyorum Ş a h m e r a n
cennetin kapısında Adem ile Havva
açmışlar kollarına bana
ölüyorum Ş a h m e r a n
ölüyorum
hadi durma
karıştır zehrini damarlarıma
yürüyeyim usul usul
o sonsuzluk denen uçuruma
dayanılmaz bir hâl bu Ş a h m e r a n
kaldır başımı son bir kez daha bakayım sana
musallâ taşında…
ŞİİR:Bedirhan Keklikci
YORUM: Şirin Kelebek
5.0
100% (5)